English    Türkçe    فارسی   

1
1422-1431

  • بس که خوردم بس زدم زخم گران ** دل قوی تر بوده‌‌ام از دیگران‌‌
  • Bir hayli ağır yaralar aldım, düşmanları ağır bir surette yaraladım. Bütün bu ahvalde kalbim, diğerlerinden daha kuvvetli idi.
  • بی‌‌سلاح این مرد خفته بر زمین ** من به هفت اندام لرزان چیست این‌‌
  • Bu adam silâhsız, kuru yerde yatıyor; benim yedi âzam tir tir titremekte; bu ne?
  • هیبت حق است این از خلق نیست ** هیبت این مرد صاحب دلق نیست‌‌
  • Bu heybet Hak’tan halktan değil; bu heybet, şu abalı adamdan gelmiyor” dedi.
  • هر که ترسید از حق و تقوی گزید ** ترسد از وی جن و انس و هر که دید 1425
  • Bir kişi Hak’tan korkup takva yolunu tuttu mu: cin olsun, insan olsun, onu kim görse korkar.
  • اندر این فکرت به حرمت دست بست ** بعد یک ساعت عمر از خواب جست‌‌
  • Bu düşünce içinde hürmetle ellerini bağladı. Bir müddet sonra Ömer, uykudan uyandı.
  • سلام کردن رسول روم بر عمر
  • Ömer’in uykudan uyanması ve Kayser elçisinin ona selâm vermesi
  • کرد خدمت مر عمر را و سلام ** گفت پیغمبر سلام آن گه کلام‌‌
  • Elçi, Ömer’i tâzim etti, ona selâm verdi. Peygamber “önce selâm sonra söz” demiştir.
  • پس علیکش گفت و او را پیش خواند ** ایمنش کرد و به پیش خود نشاند
  • Ömer, selâmını alıp onu yanına çağırdı, onu teskin etti, karşısına oturdu.
  • لا تخافوا هست نزل خایفان ** هست در خور از برای خایف آن‌‌
  • Korkanı, emin ederler, gönlünü yatıştırırlar.
  • هر که ترسد مر و را ایمن کنند ** مر دل ترسنده را ساکن کنند 1430
  • “Korkmayın” sözü, korkanlara sunulan hazır yemektir. Ve bu yemek tam onlara lâyıktır.
  • آن که خوفش نیست چون گویی مترس ** درس چه دهی نیست او محتاج درس‌‌
  • Korkusu olmayana nasıl ”korkma” dersin? Niye ona ders veriyorsun? O, derse muhtaç değil ki!