English    Türkçe    فارسی   

1
1867-1876

  • نفس از بس مدحها فرعون شد ** کن ذلیل النفس هونا لا تسد
  • Nefis çok övülmesi yüzünden Firavunlaştı. Alçak gönüllü, hor, hakir ol; ululuk taslama!
  • تا توانی بنده شو سلطان مباش ** زخم کش چون گوی شو چوگان مباش‌‌
  • Elinden geldikçe kul ol, sultan olma! Top gibi zahmet çekici ol, çevgân olma!
  • ور نه چون لطفت نماند وین جمال ** از تو آید آن حریفان را ملال‌‌
  • Yoksa senin bu letafetin, bu güzelliğin kalmayınca o, seninle düşüp kalkanlar, senden usanırlar.
  • آن جماعت کت همی‌‌دادند ریو ** چون ببینندت بگویندت که دیو 1870
  • Evvelce seni aldatıp duranlar, o vakit seni görünce “Şeytan” adını takarlar.
  • جمله گویندت چو بینندت به در ** مرده‌‌ای از گور خود بر کرد سر
  • Seni kapı dibinde görünce hepsi birden “Mezarından çıkmış hortlak” derler;
  • همچو امرد که خدا نامش کنند ** تا بدین سالوس در دامش کنند
  • Genç oğlan gibi. Ona önce Tanrı adını takarlar, bu yaltaklıkla tuzağa düşürmek isterler.
  • چون که در بد نامی آمد ریش او ** دیو را ننگ آید از تفتیش او
  • Fakat kötülükle adı çıkıp da zaman geçince bu kötülükte sakalı çıkınca; artık ona yaklaşmaktan Şeytan bile utanır.
  • دیو سوی آدمی شد بهر شر ** سوی تو ناید که از دیوی بتر
  • Şeytan, adamın yanına bir kötülük için gelir; senin yanına gelmez. Çünkü sen Şeytan’dan da betersin.
  • تا تو بودی آدمی دیو از پی‌‌ات ** می‌‌دوید و می‌‌چشانید او می‌‌ات‌‌ 1875
  • Şeytan, sen insan oldukça izini izler, ardından koşar, sana şarabını tattırırdı.
  • چون شدی در خوی دیوی استوار ** می‌‌گریزد از تو دیو نابکار
  • Ey bir işe yaramaz adam! Şeytan huyunda ayak direyip şeytanlaşınca senden Şeytan da kaçmaktadır.