English    Türkçe    فارسی   

1
2201-2210

  • هست هشیاری ز یاد ما مضی ** ماضی و مستقبلت پرده‌‌ی خدا
  • Aklı başında oluş, geçmişleri hatırlamaktan ileri gelir. Geçmişin de Tanrı’ya perdedir,geleceğin de.
  • آتش اندر زن به هر دو تا به کی ** پر گره باشی از این هر دو چو نی‌‌
  • Her ikisini de ateşe vur. Bu ikisi yüzünden ne vakte kadar ney gibi boğum boğum olacaksın?
  • تا گره با نی بود هم راز نیست ** همنشین آن لب و آواز نیست‌‌
  • Neyde boğum bulundukça sırdaş değildir; dudağın, sesin mahremi olamaz.
  • چون به طوفی خود به طوفی مرتدی ** چون به خانه آمدی هم با خودی‌‌
  • Sen, kendi tarafından tavaf edip durdukça nasıl tavafta olursun, kendinde oldukça nasıl olur da Kâbeye gelmiş sayılırsın?
  • ای خبرهات از خبر ده بی‌‌خبر ** توبه‌‌ی تو از گناه تو بتر 2205
  • Haberlerin haber vericiden bihaberdir; tövben günahından beterdir.
  • ای تو از حال گذشته توبه جو ** کی کنی توبه از این توبه بگو
  • Ey geçen hallerden tövbe etmek isteyen! Bu tövbe etmekten ne vakit tövbe edeceksin, söyle! Gâh zir nağmesini kıble edinirsin; gâh ağlayıp inlemeyi öper durursun.”
  • گاه بانگ زیر را قبله کنی ** گاه گریه‌‌ی زار را قبله زنی‌‌
  • Faruk, sırlara ayna olunca ihtiyar çalgıcının canı da cisminde uyandı.
  • چون که فاروق آینه‌‌ی اسرار شد ** جان پیر از اندرون بیدار شد
  • Artık can gibi, ağlamadan gülmeden kurtuldu. Canı gitti, bambaşka bir canla dirildi.
  • همچو جان بی‌‌گریه و بی‌‌خنده شد ** جانش رفت و جان دیگر زنده شد
  • O zaman gönlüne öyle bir hayret geldi ki yerden de dışarda kaldı, gökten
  • حیرتی آمد درونش آن زمان ** که برون شد از زمین و آسمان‌‌ 2210
  • de ( bütün âlemi unuttu).