English    Türkçe    فارسی   

1
718-727

  • گر اناری می‌‌خری خندان بخر ** تا دهد خنده ز دانه‌‌ی او خبر
  • Nar alıyorsan gülen (çatlak) narı al ki onun gülmesi, sana tanesi olduğunu haber versin.
  • ای مبارک خنده‌‌اش کاو از دهان ** می‌‌نماید دل چو در از درج جان‌‌
  • O ne mübarek gülmedir ki can kutusundaki inci gibi, ağızdan gönlü gösterir.
  • نامبارک خنده‌‌ی آن لاله بود ** کز دهان او سیاهی دل نمود 720
  • Mübarek olmayan gülme, lâlenin gülmesidir: Ağzını açınca kalbinin karalığını gösterir.
  • نار خندان باغ را خندان کند ** صحبت مردانت از مردان کند
  • Gülen nar bahçeyi güldürür. Erler sohbeti de seni erlerden eder.
  • گر تو سنگ صخره و مرمر شوی ** چون به صاحب دل رسی گوهر شوی‌‌
  • Katı taş ve mermer bile olsan, gönül sahibine erişirsen cevher olursun.
  • مهر پاکان در میان جان نشان ** دل مده الا به مهر دل خوشان‌‌
  • Temizlerin muhabbetini tâ canının içine dik. Gönlü hoş olanların muhabbetinden başka muhabbete gönül verme.
  • کوی نومیدی مرو امیدهاست ** سوی تاریکی مرو خورشیدهاست‌‌
  • Ümitsizlik diyarına gitme, ümitler var. Karanlığa varma güneşler var.
  • دل ترا در کوی اهل دل کشد ** تن ترا در حبس آب و گل کشد 725
  • Gönül, seni, gönül ehlinin diyarına; ten, seni su ve çamur hapsine çeker.
  • هین غذای دل بده از هم دلی ** رو بجو اقبال را از مقبلی‌‌
  • Agâh ol, bir gönüldeşten gönül gıdasını al, onunla gönlünü gıdalandır. Yürü, ikbali bir ikbal sahibinden öğren!
  • تعظیم نعت مصطفی علیه السلام که مذکور بود در انجیل
  • Mustafa salâvatullahi aleyh’in İncil’de anılan iyi vasıflarını ululamaları
  • بود در انجیل نام مصطفی ** آن سر پیغمبران بحر صفا
  • İncil'de Mustafa’nın, o Peygamberler başının, o sefa denizinin adı vardı;