English    Türkçe    فارسی   

2
1503-1512

  • می‏دهند افیون به مرد زخم‏مند ** تا که پیکان از تنش بیرون کنند
  • Yaralıya, vücudundan temreni çıkarabilmek için afyon verir, uyuturlar.
  • وقت مرگ از رنج او را می‏درند ** او بدان مشغول شد جان می‏برند
  • Ölüm vaktinde de adama elem ve ıstıraplar verirler. O halde meşgulken canını alıverirler.
  • چون به هر فکری که دل خواهی سپرد ** از تو چیزی در نهان خواهند برد 1505
  • Şu halde anlıyorsun ya, gönlünü herhangi bir düşünceye verdin mi, gizlice senden bir şey alacaklardır.
  • هر چه اندیشی و تحصیلی کنی ** می‏درآید دزد از آن سو کایمنی‏
  • Her ne düşünür, her ne elde edersen hırsız, emin olduğun yerden gelip çatmaktadır.
  • پس بدان مشغول شو کان بهتر است ** تا ز تو چیزی برد کان بهتر است‏
  • Binaenaleyh bari en iyi işe koyul da hırsız, senden hiç olmazsa en bayağı, en aşağı bir şeyi alıp götürebilsin.
  • بار بازرگان چو در آب اوفتد ** دست اندر کاله‏ی بهتر زند
  • Tacirin yükü suya düşerse ondan daha iyi bir kumaşa el atar.
  • چون که چیزی فوت خواهد شد در آب ** ترک کمتر گوی و بهتر را بیاب‏
  • Senin de mademki suya bir şeyin düşecek, mahvolacak. En aşağı şeyi terk et de daha iyisini bul.
  • ظاهر شدن فضل و زیرکی لقمان پیش امتحان کنندگان
  • İmtihan edenlerce, Lokman’ın fazilet veferasetinin meydana çıkması
  • هر طعامی کاوریدندی به وی ** کس سوی لقمان فرستادی ز پی‏ 1510
  • Lokman’ın efendisi, kendisine yemek getirdiler mi, Lokman’a adam gönderip çağırtır,
  • تا که لقمان دست سوی آن برد ** قاصدا تا خواجه پس خوردش خورد
  • Önce o yemeğe Lokman el sunar, efendisi de ondan sonra yerdi.
  • سور او خوردی و شور انگیختی ** هر طعامی کاو نخوردی ریختی‏
  • Bu suretle onun artığını afiyetle yer, bundan zevk alır, onun yemediğini ise dökerdi.