English    Türkçe    فارسی   

2
155-164

  • کیمیای زهر و مار است آن شقی ** بر خلاف کیمیای متقی‏ 155
  • O şaki kötülüklerden çekinen kişinin kimyası hilâfına zehir ve yılan kimyasıdır(her şeyi zehirler, her şey ona karşı yılan haline gelir).
  • اندرز کردن صوفی خادم را در تیمار داشت بهیمه و لاحول گفتن خادم
  • Sofinin hizmetçiye hayvanı tımar ettirmesini söylemesi, hizmetçinin de “Lâhavle” demesi
  • صوفیی می‏گشت در دور افق ** تا شبی در خانقاهی شد قنق‏
  • Bir sofi seyahate çıktı, döne dolaşa bir gece bir tekkeye konuk oldu.
  • یک بهیمه داشت در آخر ببست ** او به صدر صفه با یاران نشست‏
  • Bir hayvanı, vardı ahıra bağladı. Kendisi dostlarla, sofanın başköşesine geçip oturdu.
  • پس مراقب گشت با یاران خویش ** دفتری باشد حضور یار بیش‏
  • Arkadaşlarıyla murakabeye daldı. Murakabede sevgilinin huzuru, adamın önünde bir defter haline gelir (Allah’ın manevi huzuruna varılır, bütün hakikatler o huzurda okunur)
  • دفتر صوفی سواد حرف نیست ** جز دل اسپید همچون برف نیست‏
  • Sofinin defteri, harflerin yazılmasından meydana gelen karalama değildir. Ancak kar gibi bembeyaz ve temiz gönüldür.
  • زاد دانشمند آثار قلم ** زاد صوفی چیست آثار قدم‏ 160
  • Âlimin azığı ve sermayesi, kalemden meydana gelen eserlerdir. Sofinin azığı ve sermayesi nedir? Ayak izleri!
  • همچو صیادی سوی اشکار شد ** گام آهو دید بر آثار شد
  • Sofi; av peşine düşen, ceylanın ayak izlerini görüp onları izleyen avcıya benzer.
  • چند گاهش گام آهو در خور است ** بعد از آن خود ناف آهو رهبر است‏
  • Bir müddet ceylanın ayak izleri işe yarar. Ondan sonra ise esasen ahudaki misk kokusu, yolu gösterir.
  • چون که شکر گام کرد و ره برید ** لاجرم ز آن گام در کامی رسید
  • Bu izlere, bu izlemeye şükreder de yol alırsa nihayet o adım atma o yol alma yüzünden muradına ulaşır.
  • رفتن یک منزلی بر بوی ناف ** بهتر از صد منزل گام و طواف‏
  • Misk kokusunu duyup bir konak yol almak, iz izleyerek yüz konaklık yol almadan, yüz konaklık yolu dönüp dolaşmadan daha iyidir.