English    Türkçe    فارسی   

2
1962-1971

  • آن فلانی فوق آن سرکش نشست ** گر چه در صورت به پهلویش نشست‏
  • Birisi, azametli birinin alt yanına otursa bile hakikatte üst tarafına oturmuş sayılır.
  • فوقی آن جاست از روی شرف ** جای دور از صدر باشد مستخف‏
  • Çünkü orasının üstünlüğü şeref bakımındandır. Başköşeden uzak olan yer, alçaktır.
  • سنگ و آهن زین جهت که سابق است ** در عمل فوقی این دو لایق است‏
  • Kıvılcım çıkarmak için taş ve demir gerek. Bunların varlığına lüzum olduğundan bu ikisi, kıvılcımdan üstün sayılabilirse de.
  • و آن شرر از روی مقصودی خویش ** ز آهن و سنگ است زین رو پیش و بیش‏ 1965
  • Çakmaktan maksat taş ve demirden meydana gelen kıvılcım olduğundan, kıvılcım onlardan çok ileridedir.
  • سنگ و آهن اول و پایان شرر ** لیک این هر دو تنند و جان شرر
  • Taş ve demir evvel, kıvılcım sonra. Fakat bu ikisi ten, kıvılcım can.
  • آن شرر گر در زمان واپس‏تر است ** در صفت از سنگ و آهن برتر است‏
  • Kıvılcım, zaman itibariyle çakmaktan sonra ise de değeri bakımından ondan üstündür.
  • در زمان شاخ از ثمر سابق‏تر است ** در هنر از شاخ او فایق‏تر است‏
  • Zaman bakımından dal, meyveden öncedir, fakat hüner bakımından daldan üstün.
  • چون که مقصود از شجر آمد ثمر ** پس ثمر اول بود و آخر شجر
  • Çünkü ağaçtan maksat meyvedir; şu halde meyve evveldir, ağaç sonra gelir.
  • خرس چون فریاد کرد از اژدها ** شیر مردی کرد از جنگش جدا 1970
  • Ayı, ejderhadan feryat edince o er, ayıyı onun pençesinden kurtardı.
  • حیلت و مردی بهم دادند پشت ** اژدها را او بدین قوت بکشت‏
  • Hile ile babayiğitlik birleşti, er de ejderhayı bu kuvvetle alt edip öldürdü.