English    Türkçe    فارسی   

2
2709-2718

  • از بهشت انداختش بر روی خاک ** چون سمک در شست او شد از سماک‏
  • Şeytan, onu bile cennetten yeryüzüne atmıştır. Âdem bile Simâk burcundayken balık gibi onun oltasına düşmüş,
  • نوحه‏ی إنا ظلمنا می‏زدی ** نیست دستان و فسونش را حدی‏ 2710
  • “Rabbenâ, zalemnâ” diye ağlayıp feryat etmiştir. Onun hilesine, düzenine nihayet yoktur.
  • اندرون هر حدیث او شر است ** صد هزاران سحر در وی مضمر است‏
  • Onun her sözünde bir şey vardır, her sözünde yüz binlerce sihir gizlidir.
  • مردی مردان ببندد در نفس ** در زن و در مرد افروزد هوس‏
  • Erlerin erliklerini bir nefeste bağlar; kadının erkeğin hevesini bir nefeste arttırır.
  • ای بلیس خلق سوز فتنه جو ** بر چی‏ام بیدار کردی راست گو
  • Ey halkı yakıp yandıran fitneci İblis, niçin beni uyandırdın? Doğruyu söyle!
  • باز تقریر ابلیس تلبیس خود را
  • BASLIK YOK
  • گفت هر مردی که باشد بد گمان ** نشنود او راست را با صد نشان‏
  • Şeytan, “Kötü zan sahibi olan kişi, yüz nişan da olsa doğruyu işitmez.
  • هر درونی که خیال‏اندیش شد ** چون دلیل آری خیالش بیش شد 2715
  • Bir gönül, hayale düştü mü delil getirsen bile hayali artar.
  • چون سخن دروی رود علت شود ** تیغ غازی دزد را آلت شود
  • Söz, o gönülde illet haline gelir; gazinin kılıcı hırsıza âlet olur.
  • پس جواب او سکوت است و سکون ** هست با ابله سخن گفتن جنون‏
  • Bu takdirde, öyle adama verilecek cevap susmaktan ibarettir. Ahmakla konuşmak deliliktir.
  • تو ز من با حق چه نالی ای سلیم ** تو بنال از شر آن نفس لئیم‏
  • Ey ahmak, benim şerrimden Tanrı’ya ne ağlayıp sızlanıyorsun? Sen, o aşağılık nefsinin şerrinden ağla, sızlan!