English    Türkçe    فارسی   

2
3541-3550

  • اول و آخر بباید تا در آن ** در تصور گنجد اوسط یا میان‏
  • Bir şeyde evvel, âhir olmalı ki ortası tasavvur edilebilsin.
  • بی‏نهایت چون ندارد دو طرف ** کی بود او را میانه منصرف‏
  • Sonsuz şeyin önü, sonu nasıl olur… Önü, sonu olmayanın ortası nasıl bulunur?
  • اول و آخر نشانش کس نداد ** گفت لو کان له البحر مداد
  • Allah, “Deniz mürekkep olsa biterdi de Rabbimin kelimeleri bitmezdi” dedi. Kimse Allah tecellisinin evvelini, âhirini göremedi.
  • هفت دریا گر شود کلی مداد ** نیست مر پایان شدن را هیچ امید
  • Hatta yedi deniz, tamamıyla mürekkep olsa gene biteceğini umma.
  • باغ و بیشه گر بود یک سر قلم ** زین سخن هرگز نگردد هیچ کم‏ 3545
  • Bağ, orman baştanbaşa kalem olsa bu söz, yine eksilmez.
  • آن همه حبر و قلم فانی شود ** وین حدیث بی‏عدد باقی بود
  • O mürekkebin, o kalemlerin hepsi biter de sonu olmayan bu söz yine kalır.
  • حالت من خواب را ماند گهی ** خواب پندارد مر آن را گمرهی‏
  • Benim halim uyuyan adamın haline benzer. Gören sapık, beni uyuyor sanıyor.
  • چشم من خفته دلم بیدار دان ** شکل بی‏کار مرا بر کار دان‏
  • Hâlbuki bil ki gözüm uyur, gönlüm uyanıktır. Bil ki işsiz güçsüz gibi duruyorum ama işimde var, gücüm de!
  • گفت پیغمبر که عینای تنام ** لا ینام قلبی عن رب الأنام‏
  • Peygamber “Gözlerim uyur ama Allah lütfuyla kalbim uyumaz” dedi.
  • چشم تو بیدار و دل خفته به خواب ** چشم من خفته دلم در فتح باب‏ 3550
  • Senin gözün açık, kalbin uyuyor; benim gözüm uyuyor, gönlüme kapı açılmış!