English    Türkçe    فارسی   

2
64-73

  • هر که بیرون شد ز حس سنی وی است ** اهل بینش چشم عقل خوش پی است‏
  • Duygudan çıkan kişi Sünnî’dir. Gören göz, izi hoş akıl gözüdür.
  • گر بدیدی حس حیوان شاه را ** پس بدیدی گاو و خر الله را 65
  • Hayvan duygusu padişahı görseydi öküzle eşek de Allah’ı görürdü.
  • گر نبودی حس دیگر مر ترا ** جز حس حیوان ز بیرون هوا
  • Sende hayvan duygusundan başka, heva ve hevesten dışarı bir duygu olmasaydı.
  • پس بنی آدم مکرم کی بدی ** کی به حس مشترک محرم شدی‏
  • Âdemoğulları; nasıl olurda mükerrem, nasıl olur da hayvanla müşterek duygu ile sırra mahrem olurlardı?
  • نامصور یا مصور گفتنت ** باطل آمد بی‏ز صورت رستنت‏
  • Sen suretten kurtulmadıkça Allah ya surete sığmaz yahut sığar demen, aslı olmayan bir sözden ibarettir.
  • نامصور یا مصور پیش اوست ** کاو همه مغز است و بیرون شد ز پوست‏
  • Tasvire sığar yahut sığmaz bahsi; tamamıyla iç olmuş, suretten kurtulmuş adamın harcıdır.
  • گر تو کوری نیست بر اعمی حرج ** ور نه رو کالصبر مفتاح الفرج‏ 70
  • Eğer körsen köre teklif yoktur. Değilsen yürü, var; sabır kurtuluşun anahtarıdır.
  • پرده‏های دیده را داروی صبر ** هم بسوزد هم بسازد شرح صدر
  • Sabır ilâcı, gözlerin perdesini de yakar, göğüsleri gönülleri de yarıp açar.
  • آینه‏ی دل چون شود صافی و پاک ** نقشها بینی برون از آب و خاک‏
  • Gönül aynası saf ve pak bir hale gelince sudan, topraktan hariç suretler görürsün.
  • هم ببینی نقش و هم نقاش را ** فرش دولت را و هم فراش را
  • Nakşı da müşahede edersin, nakkaşı da. Devlet yaygısını da, onu döşeyeni de.