English    Türkçe    فارسی   

3
1233-1242

  • بعد از آن شد اژدها و حمله کرد ** هر دوان بگریختند و روی‌زرد
  • Sonra asa ejderha oldu, onlara saldırdı. İkisi de sapsarı kesilip kaçmaya başladılar.
  • رو در افتادن گرفتند از نهیب ** غلط غلطان منهزم در هر نشیب
  • Korkudan her inişte sendeleyip yuvarlanarak yüz üstü düşüyorlar, kalkıp yine kaçmaya çalışıyorlardı.
  • پس یقینشان شد که هست از آسمان ** زانک می‌دیدند حد ساحران 1235
  • Katiyetle anladılar ki bu iş Allah işi, sihirbazların harcı değil bu!
  • بعد از آن اطلاق و تبشان شد پدید ** کارشان تا نزع و جان کندن رسید
  • Korkularından âdeta sıtmaya, hummaya tutulmuş gibi titriyorlardı; ölüm haline gelmişlerdi.
  • پس فرستادند مردی در زمان ** سوی موسی از برای عذر آن
  • Yaptıkları işten dolayı özür dilemek üzere Musa’ya bir adam gönderdiler.
  • کامتحان کردیم و ما را کی رسد ** امتحان تو اگر نبود حسد
  • “Evvelce sana hased ediyor, seni kıskanıyorduk, o yüzden sınadık, yoksa seni sınamak kimin haddine düşmüş?
  • مجرم شاهیم ما را عفو خواه ** ای تو خاص الخاص درگاه اله
  • Sen bir Padişahsın, senin yanında biz mücrimiz, bizi affet ey Allah dergâhı haslarının hası! Diye ricada bulundular.
  • عفو کرد و در زمان نیکو شدند ** پیش موسی بر زمین سر می‌زدند 1240
  • Musa onları affetti, derhal iyileştiler, sıhhat buldular, Musa’nın önünde yere secde ettiler.
  • گفت موسی عفو کردم ای کرام ** گشت بر دوزخ تن و جانتان حرام
  • Musa dedi ki: “Ey ulular, sizi affettim. Cehennem teninize haram oldu, canınıza da.
  • من شما را خود ندیدم ای دو یار ** اعجمی سازید خود را ز اعتذار
  • Ey dostlar, ben sizi görmemiş olayım, siz de beni görmemiş gibi davranın.