English    Türkçe    فارسی   

3
1439-1448

  • تو به هر حالی که باشی می‌طلب ** آب می‌جو دایما ای خشک‌لب
  • Ne halde olursan ol, boş durma, ey dudakları kurumuş susuz, daima su araştır!
  • کان لب خشکت گواهی می‌دهد ** کو بخر بر سر منبع رسد 1440
  • O susuz, o kupkuru dudağın yok mu? O dudak, sudan haber verme de… Nihayet kaynağa ulaşacağını bildirmede.
  • خشکی لب هست پیغامی ز آب ** که بمات آرد یقین این اضطراب
  • Dudak kuruluğu, suyu haber verir… Bu eziyet, bu susuzluk, muhakkak suya ulaşacağına delâlet der;
  • کین طلب‌کاری مبارک جنبشیست ** این طلب در راه حق مانع کشیست
  • Bu aramak yok mu, kutlu bir iştir. Hak yolundaki bu istek, maniler giderir.
  • این طلب مفتاح مطلوبات تست ** این سپاه و نصرت رایات تست
  • Bu istek, dileklerinin anahtarıdır. Bu istek, senin ordundur, bayraklarının yardımcısıdır.
  • این طلب همچون خروسی در صیاح ** می‌زند نعره که می‌آید صباح
  • Bu istek, horoz gibi “Sabah geliyor” diye nara atarak müjdeler verir.
  • گرچه آلت نیستت تو می‌طلب ** نیست آلت حاجت اندر راه رب 1445
  • Âletin yoksa bile iste ara… Allah yolunda âlete ihtiyaç yoktur.
  • هر که را بینی طلب‌کار ای پسر ** یار او شو پیش او انداز سر
  • Oğul, kimi arayıcı görürsen ona dost ol, önünde baş indir.
  • کز جوار طالبان طالب شوی ** وز ظلال غالبان غالب شوی
  • De isteklilerin civarında sen de istekli ol… Galiplerin sayesinde sen de galebe et!
  • گر یکی موری سلیمانی بجست ** منگر اندر جستن او سست سست
  • Karınca Süleymanlık dilerse onun bu dileğini hor görme, himmetine bak!