English    Türkçe    فارسی   

3
2150-2159

  • عمر خود را در چه پایان برده‌ای ** قوت و قوت در چه فانی کرده‌ای 2150
  • Ömrünü neyle bitirdin, verdiğim gıdayı, ihsan ettiğim kuvveti ne uğruna mahvettin,
  • گوهر دیده کجا فرسوده‌ای ** پنج حس را در کجا پالوده‌ای
  • Gözünün nurunu nerelerde tükettin, beş duygunu nerelerde yıprattın?
  • چشم و هوش و گوش و گوهرهای عرش ** خرج کردی چه خریدی تو ز فرش
  • Gözünü, kulağını, aklını, arşa ait bütün cevherlerini harcadın… ferş âleminden bunlara karşılık ne satın aldın?
  • دست و پا دادمت چون بیل و کلند ** من ببخشیدم ز خود آن کی شدند
  • Sana kazma ve bel gibi el ve ayak verdim. Onları sana bizzat ben bağışlamıştım, ne yaptın onları?” der.
  • همچنین پیغامهای دردگین ** صد هزاران آید از حضرت چنین
  • Hak’tan buna benzer seni dertlere uğratan yüz binlerce haberler gelir.
  • در قیام این کفتها دارد رجوع ** وز خجالت شد دوتا او در رکوع 2155
  • Kıyamdayken kula gelen bu haberlerden kul utanır, iki büklüm olur, rükûa varır.
  • قوت استادن از خجلت نماند ** در رکوع از شرم تسبیحی بخواند
  • Utanmadan ayakta durmaya kudreti kalmaz, rükûda Allah’ı tespih eder.
  • باز فرمان می‌رسد بردار سر ** از رکوع و پاسخ حق بر شمر
  • Allah’tan “Başını kaldır, rükûdan kıyama dön de Allah’ın sorgularına birer birer cevap ver” fermanı gelir.
  • سر بر آرد از رکوع آن شرمسار ** باز اندر رو فتد آن خام‌کار
  • O utanan kul, rükûdan başını kaldırır. Fakat olgun bir iş yapamamış olduğundan bu sefer yüzüstü düşer.
  • باز فرمان آیدش بردار سر ** از سجود و وا ده از کرده خبر
  • Yine emir gelir: “ Başını kaldır, secdeden kalk da yaptıklarından haber ver!”