English    Türkçe    فارسی   

3
2687-2696

  • بس غدایی که ز وی دل زنده شد ** چون بیامد در تن تو گنده شد
  • O huy, sendeyken gönlü dirilten gıda bile senin vücudunda kokar, leş kesilir.
  • بس عزیزی که بناز اشکار شد ** چون شکارت شد بر تو خوار شد
  • Nâz-u naimle avlanan nice aziz kişiler vardır ki sana av olsalar sence bayağı görünürler.
  • آشنایی عقل با عقل از صفا ** چون شود هر دم فزون باشد ولا
  • Bir akıl, gararsız, maksatsız başka bir akılla bağdaşırsa sevgi, gün gittikçe artar.
  • آشنایی نفس با هر نفس پست ** تو یقین می‌دان که دم دم کمترست 2690
  • Fakat nefis, aşağılık bir nefisle tanışır, dost olursa şüphesiz olarak bil ki bu dostluk, zaman geçtikçe azalır.
  • زانک نفسش گرد علت می‌تند ** معرفت را زود فاسد می‌کند
  • Çünkü nefsin daima bir illet, bir maksat etrafında döner, dolaşır… Dostluğu, bilişiği de çabucacık bozar!
  • گر نخواهی دوست را فردا نفیر ** دوستی با عاقل و با عقل گیر
  • Yarın dostunun senden nefret etmesini istemiyorsan bir akıllıysa dost ol, akla yâr ol!
  • از سموم نفس چون با علتی ** هر چه گیری تو مرض را آلتی
  • Nefis zehirleriyle hastalanmış, hastalığa tutulmuşsan eline ne alır, elini nereye atar, neye sahip olursan hastalığa alet olur, onu da berbat edersin!
  • گر بگیری گوهری سنگی شود ** ور بگیری مهر دل جنگی شود
  • Eline mücevher alsan, taş olur, gönül sevgisine yapışsan savaş olur.
  • ور بگیری نکته‌ی بکری لطیف ** بعد درکت گشت بی‌ذوق و کثیف 2695
  • Kimse tarafından söylenmemiş, kimse tarafından dokunulmamış bâkir ve lâtif ir nükte duysan anlayınca sence zevksiz ve kötü bir hal alır.
  • که من این را بس شنیدم کهنه شد ** چیز دیگر گو بجز آن ای عضد
  • Ben bunu çok duydum, dinledim… Eskidi bu artık. Ey yiğit, sen, bundan başka bir şey söyle dersin.