English    Türkçe    فارسی   

3
3110-3119

  • از انس فرزند مالک آمدست ** که به مهمانی او شخصی شدست 3110
  • Malik oğlu Enes’ten rivayet edilmiştir. Birisi ona konuk olmuştu.
  • او حکایت کرد کز بعد طعام ** دید انس دستارخوان را زردفام
  • O hikâye eder: Yemekten sonra, peşkirini sararmış,
  • چرکن و آلوده گفت ای خادمه ** اندر افکن در تنورش یک‌دمه
  • Kirlenmiş, yemeğe bulaşmış gören Enes, hizmetçi kadına: “Bunu al da tandıra at, bir müddet kalsın” dedi.
  • در تنور پر ز آتش در فکند ** آن زمان دستارخوان را هوشمند
  • Enes’in sırlarına vâkıf olan o hizmetçi de peşkiri ateşle dopdolu olan tandıra atıverdi.
  • جمله مهمانان در آن حیران شدند ** انتظار دود کندوری بدند
  • Bütün konuklar, şaşırıp kaldılar, peşkirden duman çıkacağını kavrulup yanacağını umuyorlardı.
  • بعد یکساعت بر آورد از تنور ** پاک و اسپید و از آن اوساخ دور 3115
  • Derken bir müddet sonra hizmetçi, peşkiri arınmış temizlenmiş, tertemiz olarak getirdi.
  • قوم گفتند ای صحابی عزیز ** چون نسوزید و منقی گشت نیز
  • Oradakiler, “Ey Peygamber’le görüşüp konuşmuş olan aziz zat, peşkir nasıl oldu da hem yanmadı, hem de temizlendi?” dediler.
  • گفت زانک مصطفی دست و دهان ** بس بمالید اندرین دستارخوان
  • Enes dedi ki. “Mustafa, bu peşkire elini, ağzını silmişti; onun için!”
  • ای دل ترسنده از نار و عذاب ** با چنان دست و لبی کن اقتراب
  • Ey ateşten, azaptan korkan gönül, böyle bir ele, böyle bir ağıza yaklaş!
  • چون جمادی را چنین تشریف داد ** جان عاشق را چه‌ها خواهد گشاد
  • Bu el, bu ağız, cansız bir şeye böyle bir yücelik verirse âşığın ruhuna neler açmaz, neler yapmaz?