English    Türkçe    فارسی   

4
1219-1228

  • از ثریا گر بپرد تا ثری ** نرم گردد چون ببیند او مرا
  • Süreyya yıldızından saraya dek uçsa yine beni görünce yumuşar!
  • گفت سلطانش برو فرمان تراست ** لیک شادش کن که نیکوگوی ماست 1220
  • Padişah, peki dedi... Ne yaparsan yap, hüküm senin. Yalnız onu sevindir, çünkü bizim iyiliğimizi söyler.
  • گفت او را و دو صد اومیدلیس ** تو به من بگذار این بر من نویس
  • Vezir, onu da, onun gibi daha iki yüz tane ümitlenip duran kişiyi de bana bırak sen, dedi.
  • پس فکندش صاحب اندر انتظار ** شد زمستان و دی و آمد بهار
  • Vezir, şairi bekletti durdu... Kış geldi geçti de bahar geldi!
  • شاعر اندر انتظارش پیر شد ** پس زبون این غم و تدبیر شد
  • Şair bekleye bekleye ihtiyarladı... Bu dertle, bu tedbirle âdeta zebun oldu.
  • گفت اگر زر نه که دشنامم دهی ** تا رهد جانم ترا باشم رهی
  • Dedi ki: Altın yoksa bari bana söv de canımı kurtar, kölen olayım!
  • انتظارم کشت باری گو برو ** تا رهد این جان مسکین از گرو 1225
  • Bekleme beni öldürdü, bari git de, yoksul canım rehinden kurtulsun!
  • بعد از آنش داد ربع عشر آن ** ماند شاعر اندر اندیشه‌ی گران
  • Nihayet vezir, şaire o bin altının onda birinin tam dörtte birini, yani yirmi beş altın verdi... Şair derin bir düşünceye daldı.
  • کانچنان نقد و چنان بسیار بود ** این که دیر اشکفت دسته‌ی خار بود
  • Kendi kendisine önce verilen ihsan, hem peşindi, hem de o kadar çoktu. Bu ise hem geç açıldı, hem de açılınca gördüm ki bir deste diken, dedi.
  • پس بگفتندش که آن دستور راد ** رفت از دنیا خدا مزدت دهاد
  • Şaire dediler ki: O cömert vezir dünyadan gitti, Allah rahmet etsin!