English    Türkçe    فارسی   

4
2502-2511

  • چند بگریزی نک آمد پیش تو ** کوری ادراک مکراندیش تو
  • Ne vakte dek kaçaksın? İşte hileler düzen anlayışının körlüğü, önüne geldi, çattı!
  • بیان آنک در توبه بازست
  • Tövbe kapısı açıktır.
  • هین مکن زین پس فراگیر احتراز ** که ز بخشایش در توبه‌ست باز
  • Kendine gel, bundan böyle çekin artık. Çünkü Allah keremiyle tövbe kapısı açıktır.
  • توبه را از جانب مغرب دری ** باز باشد تا قیامت بر وری
  • Tövbenin batı tarafında bir kapısı vardır, kıyamete kadar açıktır.
  • تا ز مغرب بر زند سر آفتاب ** باز باشد آن در از وی رو متاب 2505
  • O kapı, güneş batıdan doğuncaya dek açık kalacaktır, o kapıdan yüz çevirme!
  • هست جنت را ز رحمت هشت در ** یک در توبه‌ست زان هشت ای پسر
  • Cennetin Allah rahmetiyle sekiz tane kapısı var... Oğul, o sekiz kapıdan biri de tövbe kapısıdır.
  • آن همه گه باز باشد گه فراز ** وآن در توبه نباشد جز که باز
  • Öbürlerinin hepsi de bazen açılır, bozan kapanır. Fakat tövbe kapısı hep açıktır.
  • هین غنیمت دار در بازست زود ** رخت آنجا کش به کوری حسود
  • Bunu ganimet bil. Kapı açık, kasetçinin körlüğüne rağmen derhal pılını pırtını oraya çek!
  • گفتن موسی علیه‌السلام فرعون را کی از من یک پند قبول کن و چهار فضیلت عوض بستان
  • Musa aleyhîsselâm'ın Firavun'a "Benden bir öğüt kabul et, karşılık olarak dört fazilet kazan" demesi.
  • هین ز من بپذیر یک چیز و بیار ** پس ز من بستان عوض آن را چهار
  • Kendine gel de benden bir öğüt kabul et, karşılık olarak dört şey al!
  • گفت ای موسی کدامست آن یکی ** شرح کن با من از آن یک اندکی 2510
  • Firavun, o bir öğüt, hangi öğüt? O tek öğüdü bana birazcık anlat dedi.
  • گفت آن یک که بگویی آشکار ** که خدایی نیست غیر کردگار
  • Musa dedi ki: O tek öğüt şu: Apaçık söyle, deki Allah tektir, ondan başka tapacak yoktur!