English    Türkçe    فارسی   

4
3306-3315

  • می‌رود که آنجای بوی آب هست ** زین تفکر راه را بر خویش بست
  • Orada belki su vardır ümidi ile koşar durur... ve bu düşünceyle suya varacak yolu kendi kendine kaybeder gider!
  • زانک آنجا گفت زینجا دور شد ** بر خیالی از حقی مهجور شد
  • Çünkü orada der, buradan uzaklaşır... bu hayale kapılır, hakikatten ayrılır!
  • دوربینانند و بس خفته‌روان ** رحمتی آریدشان ای ره‌روان
  • Bunlar güya uzağı görürüler, fakat ruhları uykudadır... ey yolcular acıyın bunlara!
  • من ندیدم تشنگی خواب آورد ** خواب آرد تشنگی بی‌خرد
  • Ben insana uyku getiren bir susuzluk görmedim... ancak akılsız kişinin susuzluğu uyku getirir!
  • خود خرد آنست کو از حق چرید ** نه خرد کان را عطارد آورید 3310
  • Akıl zaten ona derler ki Tanrı yaylasında yayılmış, Tanrı nimetlerini yemiş olsun... Utaritten gelen akla akıl demezler!
  • بیان آنک عقل جزوی تا بگور بیش نبیند در باقی مقلد اولیا و انبیاست
  • Aklı cüz’i mezara kadar olan şeyleri görür.. öbür kısım da velilerle peygamberleri taklideder.
  • پیش‌بینی این خرد تا گور بود ** وآن صاحب دل به نفخ صور بود
  • Bu aklın ileri görüşü,mezara kadardır... fakat gönül sahibinin aklı sur üfürülünceye dek olacak şeyleri görür.
  • این خرد از گور و خاکی نگذرد ** وین قدم عرصه‌ی عجایب نسپرد
  • Bu akıl, mezardan, topraktan ileriye geçemez... bu ayak, şaşılacak şeylerin bulunduğu sahaya gidemez.
  • زین قدم وین عقل رو بیزار شو ** چشم غیبی جوی و برخوردار شو
  • Bu ayaktan, bu akıldan bez, yürü... kendine gaybı görür bir göz ara da berhudar ol.
  • هم‌چو موسی نور کی یابد ز جیب ** سخره‌ی استاد و شاگردان کتاب
  • Üstada bağlanan kitap şakirdi olan kişi, Musa gibi yeninden, yakasından parlayacak nuru nereden bulacak?
  • زین نظر وین عقل ناید جز دوار ** پس نظر بگذار و بگزین انتظار 3315
  • Bu bakış, bu akıl, adama ancak baş dönmesi verir... bırak görüşü artık da bekle bakalım!