English    Türkçe    فارسی   

4
65-74

  • پس بد مطلق نباشد در جهان ** بد به نسبت باشد این را هم بدان 65
  • Görüyorsun ya, dünyada mutlak olarak kötü bir şey yoktur. Kötü, buna nispetle kötüdür. Sonra şunu da bil ki,
  • در زمانه هیچ زهر و قند نیست ** که یکی را پا دگر را بند نیست
  • Âlemde hiçbir zehir yahut şeker yoktur ki birine ayak, öbürüne ayakkabı olmasın!
  • مر یکی را پا دگر را پای‌بند ** مر یکی را زهر و بر دیگر چو قند
  • Evet... Birine ayak olur, öbürüne bukağı. Birisine zehirdir, öbürüne şeker gibi tatlı!
  • زهر مار آن مار را باشد حیات ** نسبتش با آدمی باشد ممات
  • Yılanın zehiri, yılana hayattır, insanaysa ölüm!
  • خلق آبی را بود دریا چو باغ ** خلق خاکی را بود آن مرگ و داغ
  • Deniz mahlûklarına deniz, bağ, bahçe gibidir... Fakat karada yaşayanlara ölümdür, dağdır!
  • همچنین بر می‌شمر ای مرد کار ** نسبت این از یکی کس تا هزار 70
  • Ey iş eri, bu nispeti birden tuttur da böylece bine kadar saya dur!
  • زید اندر حق آن شیطان بود ** در حق شخصی دگر سلطان بود
  • Zeyd, birisine göre şeytandır, öbürüneyse sultan!
  • آن بگوید زید صدیق سنیست ** وین بگوید زید گبر کشتنیست
  • O, zeyd pek yüce bir kişidir der... Bu zeyd gebertilecek bir kâfirdir der!
  • زيد يك ذات است بر آن يك جنان ** او بر اين ديگر همه رنج و زيان
  • Zeyd, bir adamdır ama ona öyledir, bunaysa baştanbaşa zahmettir, ziyandır!
  • گر تو خواهی کو ترا باشد شکر ** پس ورا از چشم عشاقش نگر
  • Eğer onun, sana göre de şeker hâline gelmesini istiyorsan var, onu âşıklarının gözüyle gör!