English    Türkçe    فارسی   

5
1517-1526

  • از جوالش زود بیرون آمدی  ** تا بجویی یار صدق سرمدی 
  • Ebedi ve doğru bir dost aramak üzere çuvalından tez çıktın.
  • نازنین یاری که بعد از مرگ تو  ** رشته‌ی یاری او گردد سه تو 
  • Ne nazlı, ne vefalı sevgidir o ki ölümünden sonra bile dostluğu bir katken üç kat olur, bağlılığındaki kuvvet üç kat artar.
  • آن مگر سلطان بود شاه رفیع  ** یا بود مقبول سلطان و شفیع 
  • O dost, ya padişahtır, yüce bir sultandır, yahut da padişahın makbulü olan yanında şefaati kabul edilen bir kuldur.
  • رستی از قلاب و سالوس و دغل  ** غر او دیدی عیان پیش از اجل  1520
  • Düzenbaz, hileci, riyakar dosttan kurtuldun, ölmeden önce onun düzenini riyasını gördün.
  • این جفای خلق با تو در جهان  ** گر بدانی گنج زر آمد نهان 
  • Eğer alemde halkın sana su cefasını bilsen bu, sence gizli bir altın hazinesi sayılır.
  • خلق را با تو چنین بدخو کنند  ** تا ترا ناچار رو آن سو کنند 
  • Halkı, sana karsı kötü huylu eder de sonunda çaresiz kalırsın, hepsinden yüz çevirirsin.
  • این یقین دان که در آخر جمله‌شان  ** خصم گردند و عدو و سرکشان 
  • Şunu iyice bil ki nihayet hepsi de düşman olacak, baş kesici hasım kesilecektir.
  • تو بمانی با فغان اندر لحد  ** لا تذرنی فرد خواهان از احد 
  • Sen de mezarda tek Tanrı’dan “Yarabbi, beni tek bırakma” diye feryat edeceksin.
  • ای جفاات به ز عهد وافیان  ** هم ز داد تست شهد وافیان  1525
  • Ey cefası vefalıların ahdından güzel olan dost, vefalıların bal gibi vefaları da sendendir.
  • بشنو از عقل خود ای انباردار  ** گندم خود را به ارض الله سپار 
  • Ey ambar sahibi, sözü aklından duy da buğdayını Tanrı yerine saç!