English    Türkçe    فارسی   

5
1644-1653

  • ای شفا و رحمت اصحاب درد  ** تو همان کن کان دو نیکوکار کرد 
  • Ey dertlilere şifa ve rahmet olan melek, sen de o iki kişinin yaptıklarını yap.
  • زود اسرافیل باز آمد به شاه  ** گفت عذر و ماجرا نزد اله  1645
  • İsrafil, çabucak padişahın tapısına döndü, özür getirdi olanları anlattı.
  • کز برون فرمان بدادی که بگیر  ** عکس آن الهام دادی در ضمیر 
  • Dedi ki: Yarabbi, görünüşte toprağı al diye emrettin ama içine onun aksini ilham ettin.
  • امر کردی در گرفتن سوی گوش  ** نهی کردی از قساوت سوی هوش 
  • Kulağıma, toprağı al dedin, aklıma da bunun aksini emrettin.
  • سبق رحمت گشت غالب بر غضب  ** ای بدیع افعال و نیکوکار رب 
  • Rahmet gazaptan fazladır, üstündür, üstün geldi ey işleri essiz, örneksiz olan ve iyi işler işleyen Tanrı.
  • فرستادن عزرائیل ملک العزم و الحزم را علیه‌السلام ببر گرفتن حفنه‌ای خاک تا شود جسم آدم چالاک عیله‌السلام و الصلوة 
  • Tanrının çevik Adem'in aleyhisselam’ın bedenini yoğurmak üzere bir avuç toprak alması için azim ve şiddet sahibi bir melek olan Azrail aleyhisselam'ı yollaması.
  • گفت یزدان زو عزرائیل را  ** که ببین آن خاک پر تخییل را 
  • Tanri, Azrail’e “Çabuk git, o hayallere kapılmış toprağın halini gör.
  • آن ضعیف زال ظالم را بیاب  ** مشت خاکی هین بیاور با شتاب  1650
  • O arık zalimi bul, hemen bir avuç torak al, gel” dedi.
  • رفت عزرائیل سرهنگ قضا  ** سوی کره‌ی خاک بهر اقتضا 
  • Kaza ve kader çavuşu Azrail, buyruğu yerine getirmek üzere toprak yuvarlağına geldi.
  • خاک بر قانون نفیر آغاز کرد  ** داد سوگندش بسی سوگند خورد 
  • Toprak adeti veçhile yine feryada, ant vermeye başladı. Bir çok yeminler verdi.
  • کای غلام خاص و ای حمال عرش  ** ای مطاع الامر اندر عرش و فرش 
  • “Ey has kul, ey arşı taşıyan, ey arşta da, ferste de emrine itaat edilen!