English    Türkçe    فارسی   

5
2263-2272

  • جان سنگین دارم و دل آهنین  ** ورنه خون گشتی درین رنج و حنین 
  • Ne de taş gibi bir canım, ne de demir gibi bir yüreğim varmış. Yoksa bu dertle çoktan erir, kan kesilirdim.
  • وقت تنگ آمد مرا و یک نفس  ** پادشاهی کن مرا فریاد رس 
  • Vaktim daraldı, bir an içinde feryadıma yetiş, padişahlık et.
  • گر مرا این بار ستاری کنی  ** توبه کردم من ز هر ناکردنی  2265
  • Beni bu sefer de korur, suçumu örtersen ne olur? Her türlü yapılmıyacak işlerden tövbe ettim.
  • توبه‌ام بپذیر این بار دگر  ** تا ببندم بهر توبه صد کمر 
  • Bu sefer de tövbemi kabul et de tövbemde durmak için yüzlerce kemer bağlanayım.
  • من اگر این بار تقصیری کنم  ** پس دگر مشنو دعا و گفتنم 
  • Bu sefer de kusurda bulunursam artık duamı ve sözümü dinleme.
  • این همی زارید و صد قطره روان  ** که در افتادم به جلاد و عوان 
  • Hem böyle söylenip titremede, hem katra katra gözyaşları dökmede, hem de cellâtların, hain kişilerin ellerine düştüm diye feryadetmedeydi.
  • تا نمیرد هیچ افرنگی چنین  ** هیچ ملحد را مبادا این حنین 
  • Hiçbir Firenk bu hale düşmesin. Hiçbir mülhit bu feryada uğramasın diyor.
  • نوحه‌ها کرد او بر جان خویش  ** روی عزرائیل دیده پیش پیش  2270
  • Kendine ağlayıp duruyor, Azrail'i gözünün önünde görüyordu.
  • ای خدا و ای خدا چندان بگفت  ** که آن در و دیوار با او گشت جفت 
  • Yarabbi, yarabbi diye o kadar söylendi ki kapı ve duvar da onunla beraber yarabbi, yarabbi demeye başladı.
  • در میان یارب و یارب بد او  ** بانگ آمد از میان جست و جو 
  • O yarabbi yarabbi derken birden, inciyi arayanların sesi duyuldu:
  • نوبت جستن رسیدن به نصوح و آواز آمدن که همه را جستیم نصوح را بجویید و بیهوش شدن نصوح از آن هیبت و گشاده شدن کار بعد از نهایت بستگی کماکان یقول رسول الله صلی الله علیه و سلم اذا اصابه مرض او هم اشتدی ازمة تنفرجی 
  • Arama nöbetinin Nasuh'a gelmesi ve "Herkesi aradık, Nasuh'u da arayın" denmesi, Nasuh'un korkudan kendisinden geçişi, Tanrı elçisinin - Tanrı ona rahmet ve esenlikler versin - bir hastalığa, yahut sıkıntıya uğradığı vakit "Şiddetten, açılır, savuşursun" buyurduğu gibi Nasuh'un da o şiddetten kurtuluşu.