English    Türkçe    فارسی   

5
23-32

  • نور حقی و به حق جذاب جان  ** خلق در ظلمات وهم‌اند و گمان 
  • Sen Allah nurusun. Canı, Allah’ya kuvvetle çeker durursun. Halksa vehim ve şüphe karanlıklarındadır.
  • شرط تعظیمست تا این نور خوش  ** گردد این بی‌دیدگان را سرمه‌کش 
  • Bu güzelim nurun, şu gözsüzlere sürme çekmesi için şart, o nuru ululamaktır.
  • نور یابد مستعد تیزگوش  ** کو نباشد عاشق ظلمت چو موش  25
  • Delik kulaklı istidat sahibi, nuru bulur. Çünkü o fare gibi karanlığa aşık değildir.
  • سست‌چشمانی که شب جولان کنند  ** کی طواف مشعله‌ی ایمان کنند 
  • Geceleri dönüp dolaşan çipiller, nasıl olur da iman meşalesini tavaf edebilirler?
  • نکته‌های مشکل باریک شد  ** بند طبعی که ز دین تاریک شد 
  • Müşkül ve ince nükteler din nuruna ulaşmamış, karanlıkta kalmış kişilere, tabii bir bağdır.
  • تا بر آراید هنر را تار و پود  ** چشم در خورشید نتواند گشود 
  • Böyle adam kendi hünerini örmek, bezemek için güneşe göz açamaz.
  • هم‌چو نخلی برنیارد شاخها  ** کرده موشانه زمین سوراخها 
  • Hurma gibi göklere dal budak salamaz da köstebek gibi yeri delik deşik eder.
  • چار وصفست این بشر را دل‌فشار  ** چارمیخ عقل گشته این چهار  30
  • İnsan için, iç sıkıcı dört şey vardır; bu dört şey aklın çarmıhı kesilmiştir.
  • تفسیر خذ اربعة من الطیر فصرهن الیک 
  • “Dört kuş al, onları yanına topla” ayetinin tefsiri”
  • تو خلیل وقتی ای خورشیدهش  ** این چهار اطیار ره‌زن را بکش 
  • Ey idraki güneşe benzeyen, sen vaktin Halil’isin. Bu yol kesen dört kuşu öldür!
  • زانک هر مرغی ازینها زاغ‌وش  ** هست عقل عاقلان را دیده‌کش 
  • Çünkü bunların her biri de karga gibi akıllıların akıl gözlerini oyar, çıkarır.