English    Türkçe    فارسی   

5
3129-3138

  • پیش قرآن گشت قربانی و پست  ** تا که عین روح او قرآن شدست 
  • Kur'an'ın huzurunda alçalmış,kurban olmuş,ruhu,Kur'an kesilmiş adamdan sor.
  • روغنی کو شد فدای گل به کل  ** خواه روغن بوی کن خواهی تو گل  3130
  • Bir yağ, tamamiyle güle feda olur, gül kesilirse ister onu yağ diye kokla, ister gül diye!
  • و هم‌چنین قد جف القلم یعنی جف القلم و کتب لا یستوی الطاعة والمعصیة لا یستوی الامانة و السرقة جف القلم ان لا یستوی الشکر و الکفران جف القلم ان الله لا یضیع اجر المحسنین 
  • "Kalem olacak şeyleri yazdı, mürekkebi bile kurudu" demek de buna benzer. Yani "Kalemin mürekkebi kurudu, ibadetle günah bir değildir, emin oluşla hırsızlık ediş bir değildir. Kalem yazdı,mürekkebi bile kurudu, şükürle nankörlük bir değildir. Kalem yazdı,mürekkebi bile kurudu, şüphe yok Tanrı, ihsan sahiplerinin ecrini zayetmez", bunları yazdı da kurudu demektir.
  • هم‌چنین تاویل قد جف القلم  ** بهر تحریضست بر شغل اهم 
  • "Kalem yazdı, mürekkebi bile kurudu" sözü de insanı, en önemli işe teşvik etmek içindir.
  • پس قلم بنوشت که هر کار را  ** لایق آن هست تاثیر و جزا 
  • Şu halde kalem, herkesin işine lâyık olan mükâfat ve mücazatı yazmıştır.
  • کژ روی جف القلم کژ آیدت  ** راستی آری سعادت زایدت 
  • Eğri gidersen kalem de sana eğri yazar. Doğru gelirsen kalem de kutluluğunu artırır.
  • ظلم آری مدبری جف القلم  ** عدل آری بر خوری جف القلم 
  • Zulmedersen kötüsün, gerisin geriye gittin. Kalem bunu yazdı ve mürekkebi kurudu. Adalette bulunursan saadete erersin, kalem bunu yazdı, mürekkebi bile kurudu.
  • چون بدزدد دست شد جف القلم  ** خورد باده مست شد جف القلم  3135
  • Elinle hırsızlık edersen cezasını çekersin. Kalem yazdı, mürekkebi bile kurudu. Şarap içersen sarhoş olursun. Kalem yazdı, mürekkebi bile kurudu.
  • تو روا داری روا باشد که حق  ** هم‌چو معزول آید از حکم سبق 
  • Reva görür müsün ki Tanrı, işten kalsın, hiçbir şey yapamasın.
  • که ز دست من برون رفتست کار  ** پیش من چندین میا چندین مزار 
  • İş,benim elimden çıktı,bir şey yapamam artık.Benim yanıma bu kadar gelme, bu kadar sızlanma desin,
  • بلک معنی آن بود جف القلم  ** نیست یکسان پیش من عدل و ستم 
  • "Kalem kurudu" sözünün mânası, benim yanımda adaletle sitem bir değildir.