English    Türkçe    فارسی   

5
3214-3223

  • هم‌چنین بحثست تا حشر بشر  ** در میان جبری و اهل قدر 
  • Esasen kadere inanmıyanla cebrî arasındaki bu bahis, mahşere kadar sürer gider.
  • گر فرو ماندی ز دفع خصم خویش  ** مذهب ایشان بر افتادی ز پیش  3215
  • Hasmını alt edemeseydin onun mezhebine uyar, onun yolunu tutardın.
  • چون برون‌شوشان نبودی در جواب  ** پس رمیدندی از آن راه تباب 
  • Onlar da cevapta âciz kalsalardı o bozuk yoldan dönerlerdi.
  • چونک مقضی بد دوام آن روش  ** می‌دهدشان از دلایل پرورش 
  • Fakat bu gidişin böyle olması lâzım ki onların hepsi,delillerle yollarının doğruluğuna kanmadalar.
  • تا نگردد ملزم از اشکال خصم  ** تا بود محجوب از اقبال خصم 
  • Kimsenin, hasmın müşkül suallerini cevapsız bırakmaması, düşmanın devlet ve ikbalinden mahcup olması, o devleti görmemesi lâzım ki,
  • تا که این هفتاد و دو ملت مدام  ** در جهان ماند الی یوم القیام 
  • Bu yetmiş iki fırka, kıyamete kadar âlemde kalsın.
  • چون جهان ظلمتست و غیب این  ** از برای سایه می‌باید زمین  3220
  • Çünkü bu âlem, karanlıklar ve gayb âlemidir. Gölge için bir yeryüzü lâzım.
  • تا قیامت ماند این هفتاد و دو  ** کم نیاید مبتدع را گفت و گو 
  • Kıyamete dek şu yetmiş iki fırka kalmadı ki bid'at yolunu tutanın dedikodusu eksilmesin .
  • عزت مخزن بود اندر بها  ** که برو بسیار باشد قفلها 
  • Değerli olan hazinenin birçok kilitleri olur. Hazinenin değeri bundan anlaşılır.
  • عزت مقصد بود ای ممتحن  ** پیچ پیچ راه و عقبه و راه‌زن 
  • Maksadın yüceliği de ey sınanan adam, yolun sıkıntısından, yolda aşılmaz geçitler ve yol kesiciler bulunmasından belli olur.