English    Türkçe    فارسی   

5
3441-3450

  • شاه مردان و امیرالمومنین  ** راه‌بان و رازدان و دوست‌بین 
  • Erlerin padişahı, inanmış adamların beyi, yol bilir,sırdan anlar, dostlarını görür gözetir bir zattı.
  • دور عیسی بود و ایام مسیح  ** خلق دلدار و کم‌آزار و ملیح 
  • İsa'nın zamanı, Mesih'in devriydi. Halkın gönlünü alan, kimseyi incitmemeye gayret eden o güzel beye,
  • آمدش مهمان بناگاهان شبی  ** هم امیری جنس او خوش‌مذهبی 
  • Bir gece ansızın konuk geldi. O konuk da onun gibi hoş ve iyi bir beydi.
  • باده می‌بایستشان در نظم حال  ** باده بود آن وقت ماذون و حلال 
  • Neşelensinler diye şarap içmek istediler. O zaman şarap helâldi.
  • باده‌شان کم بود و گفتا ای غلام  ** رو سبو پر کن به ما آور مدام  3445
  • Şarapları azdı, dedi ki: Köle, yürü, testiyi doldur,bize şarap getir.
  • از فلان راهب که دارد خمر خاص  ** تا ز خاص و عام یابد جان خلاص 
  • Filân keşişte halis şarap var. Ondan al da canımız, ileri gelenlerin derdinden de halâs olsun, halkın derdinden de.
  • جرعه‌ای زان جام راهب آن کند  ** که هزاران جره و خمدان کند 
  • O keşişin şarabının bir katrası, binlerce testi, binlerce küp şarabın yaptığını yapar.
  • اندر آن می مایه‌ی پنهانی است  ** آنچنان که اندر عبا سلطانی است 
  • O şarapta gizli bir maya var, nitekim bazı erler vardır ki aba altında sultandır onlar.
  • تو بدلق پاره‌پاره کم نگر  ** که سیه کردند از بیرون زر 
  • Sen, paramparça hırkaya az bak. Anlaşılmasın diye altının da yüzünü karartırlar.
  • از برای چشم بد مردود شد  ** وز برون آن لعل دودآلود شد  3450
  • Lâal, görünüşte buğulu görünür ama kötü göz,onu beğenmesin diyedir bu.