English    Türkçe    فارسی   

5
353-362

  • زان فراخ آمد چنین روزی ما  ** که دریدن شد قبادوزی ما 
  • Onun için rızkımız böyle bol bol gelmededir; çünkü, bizim elbise dikmemiz elbiseyi yırtmaktır!
  • سبب آنک فرجی را نام فرجی نهادند از اول 
  • Fereciye önce fereci denmesinin sebebi
  • صوفیی بدرید جبه در حرج  ** پیشش آمد بعد به دریدن فرج 
  • Sofinin biri bir iç sıkıntısına uğradı, cüppesinin önünü yırttı, ondan sonra ferahladı.
  • کرد نام آن دریده فرجی  ** این لقب شد فاش زان مرد نجی  355
  • O yırtık cüppeye fereci (ferahlık) adını koydu. Bu lâkap, o kurtulmuş adamdan sonra yayıldı.
  • این لقب شد فاش و صافش شیخ برد  ** ماند اندر طبع خلقان حرف درد 
  • Yayıldı ama safını şeyh aldı, götürdü, halka tortudan ibaret olan adı kaldı.
  • هم‌چنین هر نام صافی داشتست  ** اسم را چون دردیی بگذاشتست 
  • Böylece her şeyin bir saf ve tortusuz tarafı vardır, adını da tortu gibi aleme bırakmıştır.
  • هر که گل خوارست دردی را گرفت  ** رفت صوفی سوی صافی ناشکفت 
  • Kim toprak yemeyi adet edinmişse tortuya yapışmıştır. Sofi ise hemencecik safın bulunduğu tarafa gider.
  • گفت لابد درد را صافی بود  ** زین دلالت دل به صفوت می‌رود 
  • Elbette tortunun bir safı vardır der ve gönül, bu delaletle saflığa varır, ulaşır.
  • درد عسر افتاد و صافش یسر او  ** صاف چون خرما و دردی بسر او  360
  • Tortu güçlüktür, safı da kolaylığı. Saf, hurmaya benzer, tortu da hurma çağlasına.
  • یسر با عسرست هین آیس مباش  ** راه داری زین ممات اندر معاش 
  • Güçlük kolaylıkla beraberdir, kendine gel, ümidini kesme. Bu ölümden sonra hayata yol var.
  • روح خواهی جبه بشکاف ای پسر  ** تا از آن صفوت برآری زود سر 
  • Oğul ferahlamak istiyorsan cüppeni yırt da o saflıktan hemencecik baş çıkarsın.