English    Türkçe    فارسی   

5
3744-3753

  • پس بگفتندش که آوردیم اسیر  ** آن یکی را بهر کشتن تو بگیر 
  • Bunun üzerine esir getirdik dediler, birini al, öldür.
  • سر ببرش تا تو هم غازی شوی  ** اندکی خوش گشت صوفی دل‌قوی  3745
  • Başını kes de gazi ol. Sofi, buna biraz sevindi, yüreklendi.
  • که آب را گر در وضو صد روشنیست  ** چونک آن نبود تیمم کردنیست 
  • Suyla alınan aptestin yüzlerce aydınlığı, nuru, feri vardır ama su olmazsa teyemmüm edilir.
  • برد صوفی آن اسیر بسته را  ** در پس خرگه که آرد او غزا 
  • Sofi, bağlı esiri alıp gaza etmek üzere çadırın arkasına götürdü.
  • دیر ماند آن صوفی آنجا با اسیر  ** قوم گفتا دیر ماند آنجا فقیر 
  • Oraya tutsakla gitti ama biraz gecikti. Neden o yoksul bu kadar gecikti diye meraka düştüler.
  • کافر بسته دو دست او کشتنیست  ** بسملش را موجب تاخیر چیست 
  • İki eli bağlı tutsak. Onu öldürüvermeliydi. Öldürmede neden bu kadar gecikti, sebebi ne? dediler.
  • آمد آن یک در تفحص در پیش  ** دید کافر را به بالای ویش  3750
  • 3750Birisi, işi anlamak üzere ardından gitti. Bir de ne görsün? Kâfir, sofinin üstüne çıkmamış mı?
  • هم‌چو نر بالای ماده وآن اسیر  ** هم‌چو شیری خفته بالای فقیر 
  • Erkek, dişinin üstüne biner gibi o tutsak da yoksulun üstüne aslan gibi binmiş.
  • دستها بسته همی‌خایید او  ** از سر استیز صوفی را گلو 
  • Elleri bağlı olduğu halde hiddetle sofinin boynunu ısırmada.
  • گبر می‌خایید با دندان گلوش  ** صوفی افتاده به زیر و رفته هوش 
  • Dişleriyle boğazını dişlemede. Sofi, kâfirin altına düşmüş, aklı başından gitmiş.