English    Türkçe    فارسی   

5
464-473

  • آن ز صیدی حسن صیادی بدید  ** وین ز صیادی غم صیدی کشید 
  • O, bir avdan avcının güzelliğini görmüştür. Bu avcılığa düşmüş, bu yüzden bir avın derdine uğramıştır.
  • آن ز خدمت ناز مخدومی بیافت  ** وآن ز مخدومی ز راه عز بتافت  465
  • O, hizmetle hizmet edilme nazına erişmiştir; bu, kendisine hizmet edilmeyi dilemiş, yüce yolundan geri dönmüştür.
  • آن ز فرعونی اسیر آب شد  ** وز اسیری سبط صد سهراب شد 
  • O Firavunlukta suya tutsak olmuş, İsrailoğlu, tutsaklık yüzünden yüzlerce Suhrab kuvvetini elde etmiştir.
  • لعب معکوسست و فرزین‌بند سخت  ** حیله کم کن کار اقبالست و بخت 
  • Bu aykırı bir oyundur, yaman bir ferzin-benttir. Hileye az başvur, devlet ve baht işidir bu.
  • بر حیال و حیله کم تن تار را  ** که غنی ره کم دهد مکار را 
  • Hayal ve hileyi az doku. Çünkü, gani Allah hileciye az yol gösterir.
  • مکر کن در راه نیکو خدمتی  ** تا نبوت یابی اندر امتی 
  • Hile edeceksen iyi hizmet etme yolunda hile et de bir ümmet içinde peygamberlik elde edesin.
  • مکر کن تا وا رهی از مکر خود  ** مکر کن تا فرد گردی از جسد  470
  • Hile et de kendi hilenden kurtul. Hile et de bedenden ayrıl tek kal!
  • مکر کن تا کمترین بنده شوی  ** در کمی رفتی خداونده شوی 
  • Hile et de en aşağı bir kul ol. Aşağılıkla yürü de efendi kesil.
  • روبهی و خدمت ای گرگ کهن  ** هیچ بر قصد خداوندی مکن 
  • Ey koca kurt, tilkiliğe kalkışma, hile ve hizmetle efendilik etmeyi umma.
  • لیک چون پروانه در آتش بتاز  ** کیسه‌ای زان بر مدوز و پاک باز 
  • Fakat pervane gibi ateşe atıl, o ateşi kesene doldurup ağzını büzme, her şeyden kurtul.