English    Türkçe    فارسی   

5
743-752

  • در حدیبیه شدی حاضر بدین  ** وآن صحابه‌ی بیعتی را هم‌قرین 
  • Ona uydun, onun elini tuttun mu Hudeybiye’de bulunup Peygambere biat eden sahabeden olursun.
  • پس ز ده یار مبشر آمدی  ** هم‌چو زر ده‌دهی خالص شدی 
  • Cennetle muştulanan o on kişiden sayılırsın, halis ve potada erise bile ayarı düşmez altına dönersin.
  • تا معیت راست آید زانک مرد  ** با کسی جفتست کو را دوست کرد  745
  • Bu bilelik doğrudur çünkü insan kimi severse ona eşittir.
  • این جهان و آن جهان با او بود  ** وین حدیث احمد خوش‌خو بود 
  • Bu alemde de onunladır, o alemde de. Bu, huyları güzel Ahmet’in hadisidir.
  • گفت المرء مع محبوبه  ** لا یفک القلب من مطلوبه 
  • Dedi ki: “İnsan sevdiği ile beraberdir” Kalp dilediğinden ayrılmaz.
  • هر کجا دامست و دانه کم نشین  ** رو زبون‌گیرا زبون‌گیران ببین 
  • Nerede tuzak ve yem varsa orada az otur. Yürü ey arık kötürüm, kendin gibi arık kötürümleri gör!
  • ای زبون‌گیر زبونان این بدان  ** دست هم بالای دستست ای جوان 
  • Ey zebunların zebunu, şunu da bil ki, el, elin üstündedir el üstünde el vardır.
  • تو زبونی و زبون‌گیر ای عجب  ** هم تو صید و صیدگیر اندر طلب  750
  • Ne şaşılacak şey, sen hem zebunsun, hem de zebunların elini tutmaya çalışıyorsun. Hem avsın hem de avlamayı diliyorsun.
  • بین ایدی خلفهم سدا مباش  ** که نبینی خصم را وآن خصم فاش 
  • Onların önüne ardına set olma. Çünkü, sen düşmanı görmezsin ama o düşman ortadadır.
  • حرص صیادی ز صیدی مغفلست  ** دلبریی می‌کند او بی‌دلست 
  • Avcılık hırsı, insanı kendi avlanacağından gafil kılar. Erlik gösterir ama yüreksizdir.