English    Türkçe    فارسی   

5
748-757

  • هر کجا دامست و دانه کم نشین  ** رو زبون‌گیرا زبون‌گیران ببین 
  • Nerede tuzak ve yem varsa orada az otur. Yürü ey arık kötürüm, kendin gibi arık kötürümleri gör!
  • ای زبون‌گیر زبونان این بدان  ** دست هم بالای دستست ای جوان 
  • Ey zebunların zebunu, şunu da bil ki, el, elin üstündedir el üstünde el vardır.
  • تو زبونی و زبون‌گیر ای عجب  ** هم تو صید و صیدگیر اندر طلب  750
  • Ne şaşılacak şey, sen hem zebunsun, hem de zebunların elini tutmaya çalışıyorsun. Hem avsın hem de avlamayı diliyorsun.
  • بین ایدی خلفهم سدا مباش  ** که نبینی خصم را وآن خصم فاش 
  • Onların önüne ardına set olma. Çünkü, sen düşmanı görmezsin ama o düşman ortadadır.
  • حرص صیادی ز صیدی مغفلست  ** دلبریی می‌کند او بی‌دلست 
  • Avcılık hırsı, insanı kendi avlanacağından gafil kılar. Erlik gösterir ama yüreksizdir.
  • تو کم از مرغی مباش اندر نشید  ** بین ایدی خلف عصفوری بدید 
  • İstekte bir kuştan aşağı olma. Serçe kuşu bile önüne ardına bakınır.
  • چون به نزد دانه آید پیش و پس  ** چند گرداند سر و رو آن نفس 
  • Yemin bulunduğu yere geldi mi önüne ardına kaç kere dolanır.
  • کای عجب پیش و پسم صیاد هست  ** تا کشم از بیم او زین لقمه دست  755
  • Acaba der, önümde ardımda bir avcı var mı? Varsa onun korkusu ile şu lokmadan el çekmem gerek.
  • تو ببین پس قصه‌ی فجار را  ** پیش بنگر مرگ یار و جار را 
  • Kötülerin hikayelerini gör, hallerine bak. Eşinin dostunun ölümlerinden ibret al.
  • که هلاکت دادشان بی‌آلتی  ** او قرین تست در هر حالتی 
  • Onları silahsız, pusatsız nasıl helak etti? Bir bak. O, herhalde senin yanındadır.