English    Türkçe    فارسی   

6
1871-1880

  • نوبت گرگست و یوسف زیر چاه  ** نوبت قبطست و فرعونست شاه 
  • Kurdun devri, Yusuf kuyunun dibinde. Kıptilerin nöbeti, Firavun, padişah şimdi.
  • تا ز رزق بی‌دریغ خیره‌خند  ** این سگان را حصه باشد روز چند 
  • Bu suretle de herkese lüzumlu, lüzumsuz gülüp duran ve kimseden esirgenmeyen rızktan şu köpekler de birkaç gün rızıklansınlar, hisselerini alsınlar bakalım.
  • در درون بیشه شیران منتظر  ** تا شود امر تعالوا منتشر 
  • “Gelin” buyruğu verilinceye kadar aslanlar, orman içinde beklemedeler.
  • پس برون آیند آن شیران ز مرج  ** بی‌حجابی حق نماید دخل و خرج 
  • Bu emir geldi mi o aslanlar, yayıldıkları yerden çıkarlar. Allah, hicapsız olarak yayılacakları, geçinecekleri yeri gösterir.
  • جوهر انسان بگیرد بر و بحر  ** پیسه گاوان بسملان آن روز نحر  1875
  • İnsanın mahiyeti, insanlık, karayı da kaplar, denizi de. Alacalı öküzler o kurban gününde kesilirler.
  • روز نحر رستخیز سهمناک  ** مومنان را عید و گاوان را هلاک 
  • O kurban günü, korkunç bir kıyamettir. Müminlere bayramdır, öküzlere helâk olma günü.
  • جمله‌ی مرغان آب آن روز نحر  ** هم‌چو کشتیها روان بر روی بحر 
  • O kurban gününde bütün su kuşları, gemiler gibi deniz üstünde akarlar, yüzerler.
  • تا که یهلک من هلک عن بینه  ** تا که ینجو من نجا واستیقنه 
  • Bu suretle de “Helâk olan apaçık delillerle helâk olur.” Kurtulan kurtulur ve yakıyne erer.
  • تا که بازان جانب سلطان روند  ** تا که زاغان سوی گورستان روند 
  • Doğan kuşları, padişaha giderler, kuzgunlar, mezarlığa.
  • که استخوان و اجزاء سرگین هم‌چو نان  ** نقل زاغان آمدست اندر جهان  1880
  • Kemikle ekmek gibi pis şeylerin cüzileri, bu cihanda kuzgunların mezesidir, gıdasıdır.