English    Türkçe    فارسی   

6
3427-3436

  • هم ز لطف و عکس آب با شرف  ** پرده شد بر روی آب اجزای کف 
  • Su, arı durudur, fakat üstünü köpük kaplamış köpük, suya bir şey vurmasına mani oluyor.
  • هم ز لطف و جوش جان با ثمن  ** پرده‌ای بر روی جان شد شخص تن 
  • Değerli can da latiftir, coşkundur. Fakat insanın bedeni onun üstüne çekilmiş bir perdedir.
  • پس مثل بشنو که در افواه خاست  ** که اینچ بر ماست ای برادر هم ز ماست 
  • Halkın dilinde söyleneduran atalar sözünü duysana: Bize bizden gelir her ne gelirse.
  • زین حجاب این تشنگان کف‌پرست  ** ز آب صافی اوفتاده دوردست  3430
  • 3430.Bu köpüğe tapan susuzlar da köpük yüzünden arı duru sudan uzaklaşmışlardır.
  • آفتابا با چو تو قبله و امام  ** شب‌پرستی و خفاشی می‌کنیم 
  • Ey güneş! Sen gibi bir kıblemiz, bir imanımız varken yine de geceye tapmakta, yarasalık etmekteyiz.
  • سوی خود کن این خفاشان را مطار  ** زین خفاشیشان بخر ای مستجار 
  • Ey yardımı dilenen! Lütfet de bu yarasaları, civarında uçur, onları bu yarasalıktan kurtar.
  • این جوان زین جرم ضالست و مغیر  ** که بمن آمد ولی او را مگیر 
  • Bu genç bana müracaat etti, bu suç yüzünden yol sapıttı, seni kaybetti. Fakat sen onun kusuruna bakma.
  • در عماد الملک این اندیشه‌ها  ** گشته جوشان چون اسد در بیشه‌ها 
  • Ormanlardaki aslanın gönlünden bir şeyler geçer ya. İmadülmülk’ ün gönlünden de bu düşünceler geçmekteydi.
  • ایستاده پیش سلطان ظاهرش  ** در ریاض غیب جان طایرش  3435
  • Görünüşte Padişahın huzurundaydı. Fakat ruhu gayp bahçelerinde uçuyordu.
  • چون ملایک او به اقلیم الست  ** هر دمی می‌شد به شرب تازه مست 
  • Melekler gibi elest ülkesinde her an yeniden yeniye şarap içmekte sarhoş olmaktaydı.