English    Türkçe    فارسی   

6
4154-4163

  • جمله اندر کار این دعوی شدند  ** گردن خود را بدین دعوی زدند 
  • Bu başların sahipleri hep bu işe giriştiler; bu dava yüzünden başlarını verdiler.
  • هان ببین این را به چشم اعتبار  ** این چنین دعوی میندیش و میار  4155
  • Kendine gel de ibret gözünü aç, bunları gör; böyle bir davaya girişmeye kalkma.
  • تلخ خواهی کرد بر ما عمر ما  ** کی برین می‌دارد ای دادر ترا 
  • Kardeş, sen bu işe giriştin ama ömrümüzü bize zehir edeceksin.
  • گر رود صد سال آنک آگاه نیست  ** بر عما آن از حساب راه نیست 
  • Birisi, körlükle ve bilmeden yüzyıl yürürse o aştığı yol, yoldan sayılmaz.
  • بی‌سلاحی در مرو در معرکه  ** هم‌چو بی‌باکان مرو در تهلکه 
  • Silahsız savaşa gitme. Korkusuzlar gibi tehlikeye atılma.
  • این همه گفتند و گفت آن ناصبور  ** که مرا زین گفته‌ها آید نفور 
  • Kardeşleri, bu sözler söylediler ama o sabırsız şehzade dedi ki: Bana bu sözlerden nefret geliyor.
  • سینه پر آتش مرا چون منقل است  ** کشت کامل گشت وقت منجل است  4160
  • Göğüs ateşle dolu bir mangala benziyor. Ekin kemale geldi artık orak zamanı.
  • صدر را صبری بد اکنون آن نماد  ** بر مقام صبر عشق آتش نشاند 
  • Gönülde bir sabır vardı, şimdi o da kalmadı. Sabrın yerine aşk gelip oturdu.
  • صبر من مرد آن شبی که عشق زاد  ** درگذشت او حاضران را عمر باد 
  • Aşkın doğduğu gece sabrım öldü. O ölüp gitti. Tanrı sizlere ömür versin.
  • ای محدث از خطاب و از خطوب  ** زان گذشتم آهن سردی مکوب 
  • Ey söz söyleyen! Ben söz söylemeden de geçtim, dinlemeden de. Artık soğuk demir döğmeye kalkışma.