English    Türkçe    فارسی   

6
44-53

  • در فروغ راه ای مانده ز غول  ** لاف کم زن از اصول ای بی‌اصول 
  • Ey gulyabaniye aldanıp yolun ferilerine dalan, ey usulsüz kişi asıllardan az bahset.
  • جنگ ما و صلح ما در نور عین  ** نیست از ما هست بین اصبعین  45
  • Bizim savaşımız da hakikatte bizden değildir. Sulhumuz da. Her halimiz, Allah’nın iki parmağı arasındadır.
  • جنگ طبعی جنگ فعلی جنگ قول  ** در میان جزوها حربیست هول 
  • Tabiat, iş ve söz bakımından cüzüler arasındaki savaş, pek korkunç bir savaştır.
  • این جهان زن جنگ قایم می‌بود  ** در عناصر در نگر تا حل شود 
  • Fakat bu âlem, şu savaşla durmadadır. Unsurlara bak da anla.
  • چار عنصر چار استون قویست  ** که بدیشان سقف دنیا مستویست 
  • Dört unsur, dört kuvvetli direktir. Dünyanın tavanı, onlarla düz durmada.
  • هر ستونی اشکننده‌ی آن دگر  ** استن آب اشکننده‌ی آن شرر 
  • Her direk, öbürünü kırar. Su direği, ateş direğini yıkar.
  • پس بنای خلق بر اضداد بود  ** لاجرم ما جنگییم از ضر و سود  50
  • Halkın yapısı, zıtlar üstüne kurulmuş. Hâsılı biz, zarar bakımından da savaştayız, fayda bakımından da.
  • هست احوالم خلاف همدگر  ** هر یکی با هم مخالف در اثر 
  • Ahvalin, birbirine aykırı. Tesir dolayısıyla her biri öbürüne zıt.
  • چونک هر دم راه خود را می‌زنم  ** با دگر کس سازگاری چون کنم 
  • Her an kendi yolumu vurup durmadayım, artık başkasına nasıl bir çare bulabilirim?
  • موج لشکرهای احوالم ببین  ** هر یکی با دیگری در جنگ و کین 
  • Bana gelen hal askerlerinin dalgalarına bak; her biri, öbürüyle savaşmada, her biri, öbürüne kin gütmede.