English    Türkçe    فارسی   

6
4425-4434

  • بی ز استعداد در کانی روی  ** بر یکی حبه نگردی محتوی  4425
  • Hazırlığın olmadan bir madene bile gitsen bir habbe alamazsın.
  • هم‌چو عنینی که بکری را خرد  ** گرچه سیمین‌بر بود کی بر خورد 
  • Hani erkekliği olmayan adamın kız alması gibi. Tutalım kız pek güzel, gümüş gibi bedeni var, ona ne fayda?
  • چون چراغی بی ز زیت و بی فتیل  ** نه کثیرستش ز شمع و نه قلیل 
  • Zeytinyağı ve fitili konmamış kandil, ne çok bir aydınlık verir, ne az!
  • در گلستان اندر آید اخشمی  ** کی شود مغزش ز ریحان خرمی 
  • Burnu koku almıyan biri, gül bahçesine girse o güzel kokulardan bir neşe almaz ki.
  • هم‌چو خوبی دلبری مهمان غر  ** بانگ چنگ و بربطی در پیش کر 
  • Bu iş, bir namussuzun önündeki güzele, bir sağırın yanında çalınan cenk ve barbet sesine benzer.
  • هم‌چو مرغ خاک که آید در بحار  ** زان چه یابد جز هلاک و جز خسار  4430
  • Karada yaşayan kuş, denize dalsa helak olmadan başka eline ne geçer?
  • هم‌چو بی‌گندم شده در آسیا  ** جز سپیدی ریش و مو نبود عطا 
  • Buğdayı olmaksızın değirmene gidenin ancak saçı, sakalı ağarır, başka bir şey elde edemez.
  • آسیای چرخ بر بی‌گندمان  ** موسپیدی بخشد و ضعف میان 
  • Felek değirmeni, buğdayı olmayanların saçını, sakalını ağartır, kendilerini zayıflatır.
  • لیک با باگندمان این آسیا  ** ملک‌بخش آمد دهد کار و کیا 
  • Fakat biz, bu değirmene buğdayımızla geldik. Bu değirmen, bize mal mülk bağışlar, iş güç verir.
  • اول استعداد جنت بایدت  ** تا ز جنت زندگانی زایدت 
  • Önce cennete girmeye istidat gerek ki cennetten bir dirlik elde edesin.