English    Türkçe    فارسی   

6
6-15

  • بوک فیما بعد دستوری رسد  ** رازهای گفتنی گفته شود 
  • Belki bundan sonra bir izin gelir de söylenmesi lâzım olan sırlar söylenir.
  • یا بیانی که بود نزدیکتر  ** زین کنایات دقیق مستتر 
  • Bu ince ve gizli kinayelerden daha açık, daha anlayışlı bir tarzda anlatılır.
  • راز جز با رازدان انباز نیست  ** راز اندر گوش منکر راز نیست 
  • Sır, ancak sırrı bilenle eşittir. Sır, onu inkâr eden kişinin kulağına söylenmez.
  • لیک دعوت واردست از کردگار  ** با قبول و ناقبول او را چه کار 
  • Fakat Allah’dan davet etme emri gelince artık halkın kabul edip etmemesiyle ne işimiz var?
  • نوح نهصد سال دعوت می‌نمود  ** دم به دم انکار قومش می‌فزود  10
  • Nuh, tam dokuz yüz yıl kavmini davet edip durdu. Her an da kavminin inkârı arttı.
  • هیچ از گفتن عنان واپس کشید  ** هیچ اندر غار خاموشی خزید 
  • Fakat söylemeden vazgeçti mi? Hiç sükût mağarasına çekilmeye kalkıştı mı?
  • گفت از بانگ و علالای سگان  ** هیچ واگردد ز راهی کاروان 
  • Köpeklerin havlaması ile kervan, hiç yolundan kalır mı?
  • یا شب مهتاب از غوغای سگ  ** سست گردد بدر را در سیر تگ 
  • Ay ışığı olan gecede dolunay, köpeklerin havlaması ile yürüyüşünü ağırlaştırır mı, dedi.
  • مه فشاند نور و سگ عو عو کند  ** هر کسی بر خلقت خود می‌تند 
  • Ay, ışığını saçar, köpek de havlar durur. Herkes, yaradılışına göre bir hizmette bulunur.
  • هر کسی را خدمتی داده قضا  ** در خور آن گوهرش در ابتلا  15
  • Takdir herkese bir hizmet vermiş, herkesi bir işe lâyık görüp iptilâya salmıştır.