English    Türkçe    فارسی   

6
762-771

  • آن سخنشان را وصیتها شمر  ** که پدر گوید در آن دم با پسر 
  • Sözlerini de, ölüm zamanı babanın oğula vasiyeti say.
  • تا بروید عبرت و رحمت بدین  ** تا ببرد بیخ بغض و رشک و کین 
  • Da ibret al ,acın... Bu suretle de buğuz,haset ve kin, kökünden sökülüp çıksın.
  • تو بدان نیت نگر در اقربا  ** تا ز نزع او بسوزد دل ترا 
  • Yakınlarına onlar ölünce nasıl yüreğin yanarsa o çeşit bak.
  • کل آت آت آن را نقد دان  ** دوست را در نزع و اندر فقد دان  765
  • Gelecek şey gelmiştir onları ölmüş say, sevdiğini ölüyor, ölmüş onu kaybetmişsin bil.
  • وز غرضها زین نظر گردد حجاب  ** این غرضها را برون افکن ز جیب 
  • Garezler senin bu çeşit bakışına perde oluyorsa onları yırt, at.
  • ور نیاری خشک بر عجزی مه‌ایست  ** دانک با عاجز گزیده معجزیست 
  • Bunları yırtıp atamazsan âcizim deyip kalma. Bil ki âciz olanı bir âcze salan var.
  • عجز زنجیریست زنجیرت نهاد  ** چشم در زنجیرنه باید گشاد 
  • Âciz, bir zincirdir. Birisi gelmiş, sana o zinciri takmıştır. Gözünü açıp zinciri takanı görmek gerek.
  • پس تضرع کن کای هادی زیست  ** باز بودم بسته گشتم این ز چیست 
  • Ey yaşayış yolunu gösteren ben bir doğandım, ayağım bağlandı, bu neden? diye yalvarıp sızlanmaya koyul.
  • سخت‌تر افشرده‌ام در شر قدم  ** که لفی خسرم ز قهرت دم به دم  770
  • Yarabbi de, kötülüğe kuvvetle adım attım. Bu yüzden kahrınla daima zarar ve ziyan içindeyim.
  • از نصیحتهای تو کر بوده‌ام  ** بت‌شکن دعوی و بت‌گر بوده‌ام 
  • Senin öğütlerine karşı kulağım sağırdır. Put kırıyorum diye dâvadaydım ama put yapıyormuşum meğer.