- 
		   حبذا آن شرط و شادا آن جزا  ** آن جزای دلنواز جانفزا    585
- Ne hoştur o şart ve ne sevinçli şeydir o mükafat. O gönüller açan, canlara canlar katan mükafat!
- 
		  در بیان آنک ثواب عمل عاشق از حق هم حق است 
- Aşıkın Allah’dan kazandığı sevap da Allah’dır
- 
		    عاشقان را شادمانی و غم اوست  ** دستمزد و اجرت خدمت هم اوست 
- Aşıkların neşesi de odur, gamı da, hizmetlerine karşılık aldıkları ücret de. 
- 
		    غیر معشوق ار تماشایی بود  ** عشق نبود هرزه سودایی بود 
- Aşık, sevgiliden başkasını seyre dalarsa bu, aşk değildir, aslı yok bir sevdadır. 
- 
		    عشق آن شعلهست کو چون بر فروخت  ** هرچه جز معشوق باقی جمله سوخت 
- Aşk, o yalımdır ki parladı mı sevgiliden başka ne varsa hepsini yakar.
- 
		    تیغ لا در قتل غیر حق براند  ** در نگر زان پس که بعد لا چه ماند 
- La kılıcı, Allah’dan başka ne varsa hepsini keser silip süpürür. Bir bak hele, La’dan sonra ne kalır? 
- 
		   ماند الا الله باقی جمله رفت  ** شاد باش ای عشق شرکتسوز زفت    590
- İllallah kalır, hepsi gider. Neşelen, sevin ey ikiliği yakıp yandıran şiddetli aşk! 
- 
		    خود همو بود آخرین و اولین  ** شرک جز از دیدهی احول مبین 
- Zaten evvelkiler de oydu, sonrakiler de. İkilik ancak şaşı gözün bir görüşüdür, bunu böyle gör. 
- 
		    ای عجب حسنی بود جز عکس آن  ** نیست تن را جنبشی از غیر جان 
- Ne şaşılacak şey! Hiç onun aksinden başka bir güzel olur mu? Beden, ancak canla hareket edebilir. 
- 
		    آن تنی را که بود در جان خلل  ** خوش نگردد گر بگیری در عسل 
- Canı olmayan bedeni istersen yağla, balla beslemeye kalk, yine beyhudedir.
- 
		    این کسی داند که روزی زنده بود  ** از کف این جان جان جامی ربود 
- Bunu, bir günceğiz olsun dirilip bu canlar canının elindeki kadehi alan, o şarabı içen bilir. 
- 
		   وانک چشم او ندیدست آن رخان  ** پیش او جانست این تف دخان    595
- Fakat gözü, o yüzleri göremeyene şu duman, can görünür.
- 
		    چون ندید او عمر عبدالعزیز  ** پیش او عادل بود حجاج نیز 
- Abdülaziz oğlu Ömer’i görmediğinden Haccac onca adalet sahibidir.
- 
		    چون ندید او مار موسی را ثبات  ** در حبال سحر پندارد حیات 
- O, Musa’nın ejderhasını görmemiştir de büyücülerin iplerinde can var sanır. 
- 
		    مرغ کو ناخورده است آب زلال  ** اندر آب شور دارد پر و بال 
- Arı duru suyu içmeyen kuş, kara su içinde kanat çırpıp durur. 
- 
		    جز به ضد ضد را همی نتوان شناخت  ** چون ببیند زخم بشناسد نواخت 
- Zıt olmadıkça zıttı tanınamaz. Yara görülünce onulmaya başlanır.
- 
		   لاجرم دنیا مقدم آمدست  ** تا بدانی قدر اقلیم الست    600
- Hasılı Elest ikliminin kadrini bilesin diye dünya, önce gelmiştir. 
- 
		    چون ازینجا وا رهی آنجا روی  ** در شکرخانهی ابد شاکر شوی 
- Fakat buradan kurtulup oraya vardın mı ebed şeker hanesinde şükreder durursun.
- 
		    گویی آنجا خاک را میبیختم  ** زین جهان پاک میبگریختم 
- Dersin ki: Sanki orada toprak elemişim. Bu tertemiz alemden kaçıp duruyormuşum.
- 
		    ای دریغا پیش ازین بودیم اجل  ** تا عذابم کم بدی اندر وجل 
- Keşke bundan önce ölseydim de o balçıkta çektiklerim, daha az olsaydı. 
- 
		  در تفسیر قول رسول علیهالسلام ما مات من مات الا و تمنی ان یموت قبل ما مات ان کان برا لیکون الی وصول البر اعجل و ان کان فاجرا لیقل فجوره 
- Rasul aleyhisselam’ın “Ölümünü ölmeden önce istiyen ölmemiş sayılır. İyiyse iyiliğe ulaşmaya acele eder, kötüyse kötülüğünün azalmasını diler” hadisinin tefsiri
- 
		    زین بفرمودست آن آگه رسول  ** که هر آنک مرد و کرد از تن نزول 
- İşte onun için o her şeyi bilen peygamber, “Kim ölür bedenini terk ederse, 
- 
		   نبود او را حسرت نقلان و موت  ** لیک باشد حسرت تقصیر و فوت    605
- Öldüğünden, göçtüğünden dolayı hasrete düşmez. Ancak taksiratından, fırsatı fevt ettiğinden hasrete düşer.
- 
		    هر که میرد خود تمنی باشدش  ** که بدی زین پیش نقل مقصدش 
- Ölen keşke maksadıma bundan önce erişseydim diye diler. 
- 
		    گر بود بد تا بدی کمتر بدی  ** ور تقی تا خانه زوتر آمدی 
- Kötüyse, önce ölseydi kötülüğü daha az olurdu. İyiyse, iyilik yurduna daha önce gelirdi. 
- 
		    گوید آن بد بیخبر میبودهام  ** دم به دم من پرده میافزودهام 
- Kötü, haberim yokmuş, ben an be an önümdeki perdeleri arttırıp duruyormuşum. 
- 
		    گر ازین زودتر مرا معبر بدی  ** این حجاب و پردهام کمتر بدی 
- Bundan önce buraya göçseydim bu perdem, daha az olurdu der” buyurmuştur.