English    Türkçe    فارسی   

1
1233-1242

  • از قضا این تعبیه کی نادر است ** از قضا دان کاو قضا را منکر است‌‌
  • Kazanın bu çeşit hilesi nadir midir ki? Kaza ve kaderi inkâr edenin inkârı bile, bil ki kaza ve kaderdendir.”
  • قصه‌‌ی آدم علیه السلام و بستن قضا نظر او را از مراعات صریح نهی و ترک تاویل‌‌
  • Âdem Aleyhisselâm’ın hikâyesi, açıkça emre uyup tevili terk etmede gözünü kaza ve kaderin bağlaması
  • بو البشر کاو علم الاسما بگ است ** صد هزاران علمش اندر هر رگ است‌‌
  • “Allemelesmâ” ya bey olan, her damarında yüz binlerce ilim bulunan insanlar atası,
  • اسم هر چیزی چنان کان چیز هست ** تا به پایان جان او را داد دست‌‌ 1235
  • Her şeyin adını, nasılsa öylece bilmiş sonunda ne olacaksa sonuna kadar da agâh olmuştu.
  • هر لقب کاو داد آن مبدل نشد ** آن که چستش خواند او کاهل نشد
  • O, eşyaya ne lâkap verdiyse değişmemiştir; çevik dediği tembel çıkmamıştır.
  • هر که آخر مومن است اول بدید ** هر که آخر کافر او را شد پدید
  • Sonunda mümin olacak kimseyi önceden gördü; sonunda kâfir olacak adam da ona belli oldu.
  • اسم هر چیزی تو از دانا شنو ** سر رمز علم الاسما شنو
  • Her şeyin adını, bilenden işit; “Allemelesmâ” remzinin sırrını duy!
  • اسم هر چیزی بر ما ظاهرش ** اسم هر چیزی بر خالق سرش‌‌
  • Bize göre her şeyin adı, görünüşüne tâbidir; nasıl görünüyorsa biz, ona öyle deriz. Fakat Tanrı’ya göre içyüzüne, hakikatine tâbidir.
  • نزد موسی نام چوبش بد عصا ** نزد خالق بود نامش اژدها 1240
  • Mûsâ’ya göre sopasının adı asâ; Yaratan yanında ejderha idi.
  • بد عمر را نام اینجا بت پرست ** لیک مومن بود نامش در الست‌‌
  • Bu âlemde Ömer’in adı puta tapındı; hâlbuki tâ “Elest” te onun ismi mümindi.
  • آن که بد نزدیک ما نامش منی ** پیش حق این نقش بد که با منی‌‌
  • Bizim yanımızda adı meni olan şey, Hak yanında şu benlikle zahir olan suretti.