English    Türkçe    فارسی   

1
1848-1857

  • جان من کمتر ز طوطی کی بود ** جان چنین باید که نیکو پی بود
  • Benim canım neden dududan aşağı olsun? Can dediğin de böyle iyi bir iz izlemeli.”
  • مضرت تعظیم خلق و انگشت نمای شدن‌‌
  • Halkın, bir kişiyi ululamasının ve halk tarafından parmakla gösterilmenin kötülüğü
  • تن قفس شکل است تن شد خار جان ** در فریب داخلان و خارجان‌‌
  • Ten kafese benzer. Girenlerin, çıkanların, insanla dostluk edenlerin aldatmasıyla can bedende dikendir.
  • اینش گوید من شوم هم راز تو ** و آنش گوید نی منم انباز تو 1850
  • Bu, “Ben senin sırdaşın olayım” der. Öbürü “Hayır, senin akranın, emsalin benim”der.
  • اینش گوید نیست چون تو در وجود ** در جمال و فضل و در احسان و جود
  • Bu der ki: “Varlık âleminde güzellik fazilet, iyilik ve cömertlik bakımından senin gibi hiçbir kimse yok.”
  • آنش گوید هر دو عالم آن تست ** جمله جانهامان طفیل جان تست‌‌
  • Öbürü der ki: “İki cihan da senindir. Bütün canlarımız senin canına tâbidir.”
  • او چو بیند خلق را سر مست خویش ** از تکبر می‌‌رود از دست خویش‌‌
  • O da, halkı, kendisinin sarhoşu görünce kibirlenir, elden, avuçtan çıkmağa başlar.
  • او نداند که هزاران را چو او ** دیو افکنده ست اندر آب جو
  • Şeytan onun gibi binlerce kişiyi ırmağa atmıştır!
  • لطف و سالوس جهان خوش لقمه‌‌ای است ** کمترش خور کان پر آتش لقمه‌‌ای است‌‌ 1855
  • Dünyanın lütfetmesi ve yaltaklanması, hoş bir lokmadır, ama az ye. Çünkü ateşten bir lokmadır!
  • آتشش پنهان و ذوقش آشکار ** دود او ظاهر شود پایان کار
  • Ateş gizlidir, zevki meydanda. Dumanı sonunda meydana çıkar.
  • تو مگو آن مدح را من کی خورم ** از طمع می‌‌گوید او پی می‌‌برم‌‌
  • Sen “Ben o metihleri yutar mıyım? O, tamahından methediyor. Ben, onu anlarım” deme!