English    Türkçe    فارسی   

2
1159-1168

  • همچو ماه و آفتابی می‏پرم ** پرده‏های آسمانها می‏درم‏
  • Ay gibi güneş gibi uçup gök perdelerini aşarım.
  • روشنی عقلها از فکرتم ** انفطار آسمان از فطرتم‏ 1160
  • Akılların aydınlığı, benim fikrimden; göklerin halk edilmesi, benim yüzümdendir.
  • بازم و حیران شود در من هما ** جغد که بود تا بداند سر ما
  • Öyle bir doğanım ki Hüma bile bana hayran olur. Baykuş kim oluyor ki sırımı bilsin.
  • شه برای من ز زندان یاد کرد ** صد هزاران بسته را آزاد کرد
  • Padişah, benim kurtulmam için zindanı açtı, Yüz binlerce mahpusu azat etti.
  • یک دمم با جغدها دمساز کرد ** از دم من جغدها را باز کرد
  • Bir zamancağız beni baykuşlara hemdem etti de benim yüzümden baykuşları doğanlaştırdı.
  • ای خنک جغدی که در پرواز من ** فهم کرد از نیک بختی راز من‏
  • Ne mutlu o doğana ki uçuşuma uyar; talihi yâr olur da sırrımı anlar.
  • در من آویزید تا نازان شوید ** گر چه جغدانید شهبازان شوید 1165
  • Bana yapışın da doğan olun, baykuşsanız bile doğanlaşın!
  • آن که باشد با چنان شاهی حبیب ** هر کجا افتد چرا باشد غریب‏
  • Böyle bir padişaha sevgili olan nereye düşerse, düşsün, nasıl olur da garip olur.?
  • هر که باشد شاه دردش را دوا ** گر چو نی نالد نباشد بی‏نوا
  • Padişah kimin derdine derman olursa o, ney gibi feryat eder, sessiz sedasız kalmaz.
  • مالک ملکم نیم من طبل خوار ** طبل بازم می‏زند شه از کنار
  • Ben mülk sahibiyim, başkasının sofrasına oturup yemeğini yemiyorum. Padişah, uzaktan benim davulumu çalmakta, nöbetimi vurmakta.