English    Türkçe    فارسی   

2
2535-2544

  • ور تو گویی هم بدیها از وی است ** لیک آن نقصان فضل او کی است‏ 2535
  • Eğer sen kötülükler de ondandır dersen öyledir ama bundan onun kemaline noksan mı gelir ki?
  • آن بدی دادن کمال اوست هم ** من مثالی گویمت ای محتشم‏
  • Bu kötülük ihsanı da onun kemalindendir. Dinle ulu kişi, sana bir misal getireyim:
  • کرد نقاشی دو گونه نقشها ** نقشهای صاف و نقشی بی‏صفا
  • Meselâ ressam iki türlü resim yapar: Güzellerin resimleriyle, çirkin resimleri.
  • نقش یوسف کرد و حور خوش سرشت ** نقش عفریتان و ابلیسان زشت‏
  • Yusuf’un, yaratılışı güzel hurinin resmini de yapar, ifritlerin, çirkin iblislerin resmini de.
  • هر دو گونه نقش استادی اوست ** زشتی او نیست آن رادی اوست‏
  • İki türlü resim de onun üstatlığının eseridir. Bu, ressamın çirkinliğine delil olamaz, bilâkis üstatlığına delildir.
  • زشت را در غایت زشتی کند ** جمله زشتیها به گردش بر تند 2540
  • Çirkini gayet çirkin olarak yapar, o derecede ki bütün çirkinlikler, onun etrafında döner, örülür.
  • تا کمال دانشش پیدا شود ** منکر استادیش رسوا شود
  • Bu suretle de bilgisindeki kemal meydana gelir, üstatlığını inkâr eden rüsvay olur.
  • ور نداند زشت کردن ناقص است ** زین سبب خلاق گبر و مخلص است‏
  • Eğer çirkinin resmini yapmayı bilmezse ressam, nâkıstır. İşte bu yüzden Tanrı hem kâfirin yaratıcısıdır, hem müminin.
  • پس از این رو کفر و ایمان شاهدند ** بر خداوندیش و هر دو ساجدند
  • Bu yüzden küfür de Tanrılığına şahittir, iman da. İkisi de ona secde eder.
  • لیک مومن دان که طوعا ساجد است ** ز انکه جویای رضا و قاصد است‏
  • Fakat bil ki müminin secdesi dileyerektir. Çünkü mümin, Tanrı rızasını arar, maksadı onun rızasını almaktır.