English    Türkçe    فارسی   

2
3239-3248

  • صدق بیداری هر حس می‏شود ** حسها را ذوق مونس می‏شود
  • Doğruluk, her duygunun uyanıklığıdır, bu suretle duygulara zevk, munis olur.
  • آغاز منور شدن عارف به نور غیب بین‏
  • Ârifin gaybı gören nurla nurlanması
  • چون یکی حس در روش بگشاد بند ** ما بقی حسها همه مبدل شوند 3240
  • Sülûkta bir duygu, bağını çözdü mü öbür duyguların hepsi birden değişir.
  • چون یکی حس غیر محسوسات دید ** گشت غیبی بر همه حسها پدید
  • Bir duygu, zahiri duygularla idrak edilemeyecek şeyleri duydu, gördü mü, gayba ait şeyler bütün duygulara aşikâr olur.
  • چون ز جو جست از گله یک گوسفند ** پس پیاپی جمله ز آن سو بر جهند
  • Sürüden bir koyun yürüyüp dereyi atlayınca öbür koyunlar da birer, birer o tarafa atlarlar.
  • گوسفندان حواست را بران ** در چرا از أخرج المرعی‏ چران‏
  • Sen de duygu koyunlarını sür, Allah yazısında yay, otlat.
  • تا در آن جا سنبل و نسرین چرند ** تا به گلزار حقایق ره برند
  • Da orada sümbül ve ağustos gülü yesinler, hakikat bahçelerine yol bulsunlar.
  • هر حست پیغمبر حسها شود ** تا یکایک سوی آن جنت رود 3245
  • Öbür duyguların hepsi birer, birer o cennete ulaşsın diye her duygun, duygulara peygamberlik eder.
  • حسها با حس تو گویند راز ** بی‏زبان و بی‏حقیقت بی‏مجاز
  • Duygular, senin duyguna dilsiz, dudaksız, hatta hakikatten de öte, mecazdan da öte sırlar söyler.
  • کاین حقیقت قابل تاویلهاست ** وین توهم مایه‏ی تخییلهاست‏
  • Çünkü bu hakikat dediğin türlü, türlü tevil edilebilir. Bu vehimlenme de hayaller doğurur durur.
  • آن حقیقت را که باشد از عیان ** هیچ تاویلی نگنجد در میان‏
  • Hâlbuki âyan âlemine mensup olan hakikatse hiçbir suretle tevil edemez.