English    Türkçe    فارسی   

2
563-572

  • مر مرا تقلیدشان بر باد داد ** که دو صد لعنت بر آن تقلید باد
  • Onları taklit ettim, bu taklit beni ele verdi. O taklide iki yüz kere lânet olsun!
  • خاصه تقلید چنین بی‏حاصلان ** خشم ابراهیم با بر آفلان‏
  • Hele böyle ekmek için yüzsuyu döken saçma adamları taklide!
  • عکس ذوق آن جماعت می‏زدی ** وین دلم ز آن عکس ذوقی می‏شدی‏ 565
  • Onların zevki bana da aksediyor, bu akis yüzünden gönlüm zevkleniyordu” dedi.
  • عکس چندان باید از یاران خوش ** که شوی از بحر بی‏عکس آب کش‏
  • Dostlardan gelen akis, sen denizden akse muhtaç olmaksızın su almaya iktidar kesbedinceye kadar hoştur.
  • عکس کاول زد تو آن تقلید دان ** چون پیاپی شد شود تحقیق آن‏
  • İlkönce gelen aksi taklit bil. Sonradan birbiri üstüne ve biteviye gelirse anla ki hakikîdir.
  • تا نشد تحقیق از یاران مبر ** از صدف مگسل نگشت آن قطره در
  • Hakikî akse erişinceye kadar dostlardan ayrılma. Sedefi terk etme, o katra daha inci olmadı ki.
  • صاف خواهی چشم و عقل و سمع را ** بر دران تو پرده‏های طمع را
  • Gözün, aklın ve kulağın saf olmasını istiyorsan o tamah perdelerini yırt.
  • ز انکه آن تقلید صوفی از طمع ** عقل او بر بست از نور و لمع‏ 570
  • Çünkü sofiyi yoldan çıkaran tamahtır. Yoldan çıkarır da sofinin hali tebah olur, ziyan içinde kalır.
  • طمع لوت و طمع آن ذوق و سماع ** مانع آمد عقل او را ز اطلاع‏
  • Yemeğe, zevk ve sema’ya tamah ediş, hakikate akıl erdirmesine mani olur.
  • گر طمع در آینه برخاستی ** در نفاق آن آینه چون ماستی‏
  • Ayna bir şeye tamah etseydi bizim gibi münafık olur, her şeyi olduğu gibi göstermezdi.