English    Türkçe    فارسی   

3
1355-1364

  • گفت ای نوح ار تو خواهی جمله را ** حشر گردانم بر آرم از ثری 1355
  • Allah: “Ey Nuh, eğer istiyorsan bütün boğulanları yeniden ve tekrar dirilteyim, yeryüzüne getireyim.
  • بهر کنعانی دل تو نشکنم ** لیکت از احوال آگه می‌کنم
  • Senin hatırını bir Kenan için kırmam ben. Fakat seni ahvalden haberdar ediyorum” dedi.
  • گفت نه نه راضیم که تو مرا ** هم کنی غرقه اگر باید ترا
  • Nuh, “Hayır hayır… Eğer beni de gark etmek istesen yine hükmüne razıyım.
  • هر زمانم غرقه می‌کن من خوشم ** حکم تو جانست چون جان می‌کشم
  • Her an beni gark et. Hoşlanırım bundan, hükmün cana benzer, canla başla razıyım.
  • ننگرم کس را وگر هم بنگرم ** او بهانه باشد و تو منظرم
  • Hiç kimseciğe bakmam, bakmam bile o bakış bahanedir, gördüğüm sensin.
  • عاشق صنع توم در شکر و صبر ** عاشق مصنوع کی باشم چو گبر 1360
  • Şükür, zamanında da senin yaptığın işe, sana âşığım, sabır zamanında da. Kâfir gibi hiç senin yarattığına âşık olur muyum?
  • عاشق صنع خدا با فر بود ** عاشق مصنوع او کافر بود
  • Allah hükmüne âşık olan nurlanır, yarattığına âşık olansa kâfir olur, diye cevap verdi.
  • توفیق میان این دو حدیث کی الرضا بالکفر کفر و حدیث دیگر من لم یرض بقضایی فلیطلب ربا سوای
  • Küfre razı olma küfürdür, hadisiyle kaza ve kaderine razı olmayan benden başka bir Allah arasın hadisinin manalarını birleştirmek
  • دی سالی کرد سایل مر مرا ** زانک عاشق بود او بر ماجرا
  • Dün mübahaseyi seven birisi, bana bir sual sordu.
  • گفت نکته‌ی الرضا بالکفر کفر ** این پیمبر گفت و گفت اوست مهر
  • Dedi ki: “Küfre razı olmak küfürdür.” Bunu Peygamber söyledi, onun söylediği söz de doğrudur, yerindedir.
  • باز فرمود او که اندر هر قضا ** مر مسلمان را رضا باید رضا
  • Sonra da yine “Müslüman olan kişinin her türlü kazaya razı olması lazımdır” buyurdu.