English    Türkçe    فارسی   

3
197-206

  • ترس و عشق تو کمند لطف ماست ** زیر هر یا رب تو لبیکهاست
  • Korkun da bizim lütfumuzun kemendidir, aşkın da. Her Yarabbi demende bizim, efendim, buyur dememiz gizli” dedi.
  • جان جاهل زین دعا جز دور نیست ** زانک یا رب گفتنش دستور نیست
  • Bilgisiz adamın canı, bu duadan uzaktır. Çünkü Yarabbi demesine izin yok ki!
  • بر دهان و بر دلش قفلست و بند ** تا ننالد با خدا وقت گزند
  • Zarara, ziyana uğrayınca Allah’a sızlanmasın diye ağzında da kilit var, gönlünde de. Ağzı da bağlı, gönlü de.
  • داد مر فرعون را صد ملک و مال ** تا بکرد او دعوی عز و جلال 200
  • Firavuna yüzlerce mal, mülk verdi, o da nihayet ululuk, büyüklük dâvasına girişti.
  • در همه عمرش ندید او درد سر ** تا ننالد سوی حق آن بدگهر
  • O kötü yaradılışlı, Hakk’a sızlanmasın diye ömründe baş ağrısı bile görmedi.
  • داد او را جمله ملک این جهان ** حق ندادش درد و رنج و اندهان
  • Allah, ona bütün dünya mülkünü verdi de dert, elem, keder vermedi.
  • درد آمد بهتر از ملک جهان ** تا بخوانی مر خدا را در نهان
  • Dert, Allah’ı gizlice çağırmana sebep olduğundan bütün dünya malından yeğdir.
  • خواندن بی درد از افسردگیست ** خواندن با درد از دل‌بردگیست
  • Dertsiz dua soğuktur, bir şeye yaramaz. Dertli dua ve niyaz, gönülden, aşktan gelir.
  • آن کشیدن زیر لب آواز را ** یاد کردن مبدا و آغاز را 205
  • O gizlice niyazın, o önü sonu anman yok mu?
  • آن شده آواز صافی و حزین ** ای خدا وی مستغاث و ای معین
  • İşte saf, halis ve hüzünlü dua odur. “Ey Allah’ım ey feryadıma erişen, ey yardımcım” demendir.