English    Türkçe    فارسی   

3
789-798

  • غره‌ی شیرت بخواهد امتحان ** نقش شیر و آنگه اخلاق سگان
  • Sureti olduğu, fakat hakikatte köpeklerin huylarına sahip olduğun anlaşılır.
  • تفسیر ولتعرفنهم فی لحن القول
  • Ve leta’rifennehum fî lahnil kavli ayetinin tefsiri
  • گفت یزدان مر نبی را در مساق ** یک نشانی سهل‌تر ز اهل نفاق 790
  • Allah, söz geliminde Peygambere dedi ki: “Münafıkların anlaşılması için en kolay ve görünür delil şudur:
  • گر منافق زفت باشد نغز و هول ** وا شناسی مر ورا در لحن و قول
  • Münafık iri yarı, korkunç, zahiren babayiğit görünse bile sen onun sesinin tonundan ve sözünden tanır, anlarsın.
  • چون سفالین کوزه‌ها را می‌خری ** امتحانی می‌کنی ای مشتری
  • Testi aldığın zaman o testileri sınar, o testilere vurursun, değil mi?
  • می‌زنی دستی بر آن کوزه چرا ** تا شناسی از طنین اشکسته را
  • Neden vurursun? Sesinden kırık testiyi anlamak için.
  • بانگ اشکسته دگرگون می‌بود ** بانگ چاووشست پیشش می‌رود
  • Kırık testinin sesi daha başka türlü olur. Ses, çavuşa benzer, önde gider.
  • بانگ می‌آید که تعریفش کند ** همچو مصدر فعل تصریفش کند 795
  • ”Ses gelir de o şeyin ne olduğunu anlatır, onun ahvalini sayar, döker. Ses mastara benzer, fiil de o mastarı tasrif eder!
  • چون حدیث امتحان رویی نمود ** یادم آمد قصه‌ی هاروت زود
  • Sınama sözü gelince hemencecik Hârût hikâyesini hatırladım.
  • قصه‌ی هاروت و ماروت و دلیری ایشان بر امتحانات حق تعالی
  • Hârût’la Mârût’un hikâyesi ve onların Ulu Allah’ın sınamalarına karşı yiğitlik taslamaları
  • پیش ازین زان گفته بودیم اندکی ** خود چه گوییم از هزارانش یکی
  • Bundan önce de bu bahse dair az bir söz söylemiştik. Fakat zaten ne kadar söylesek ancak binde birini anlatabiliriz.
  • خواستم گفتن در آن تحقیقها ** تا کنون وا ماند از تعویقها
  • Bu vakayı adamakıllı anlatmak istedim ama şimdiye kadar söz, sözü açtı, birçok sebeplerle kalıp gitti.