English    Türkçe    فارسی   

4
1298-1307

  • هیچ حرفت را ببین کین عقل ما ** تاند او آموختن بی‌اوستا
  • Dikkat et de bak! Bizim bu aklımız, hiçbir sanatı, usta olmadıkça öğrenebiliyor mu?
  • گرچه اندر مکر موی‌اشکاف بد ** هیچ پیشه رام بی‌استا نشد
  • Hile kılı kırk yarar ama usta olmadıkça hiçbir sanatı elde edemez!
  • دانش پیشه ازین عقل ار بدی ** پیشه‌ی بی‌اوستا حاصل شدی 1300
  • Sanat bilgisi, bu akılla olsaydı ustasız bir sanat meydana gelirdi!
  • آموختن پیشه گورکنی قابیل از زاغ پیش از آنک در عالم علم گورکنی و گور بود
  • Âlemde mezar kazıcılık ve mezar yokken Kaabil’in mezar kazıcılığını kargadan öğrenmesi
  • کندن گوری که کمتر پیشه بود ** کی ز فکر و حیله و اندیشه بود
  • Mezar kazma, en bayağı bir sanat... Düşünceden, düzenden, fikirden doğacak değil ya!
  • گر بدی این فهم مر قابیل را ** کی نهادی بر سر او هابیل را
  • Fakat Kaabilde bu anlayış olsaydı Hâbili başı üstünde taşır mıydı?
  • که کجا غایب کنم این کشته را ** این به خون و خاک در آغشته را
  • Ben bu ölüyü, bu kana, toprağa karışmış ölüyü ne yapayım, nasıl yok edeyim der miydi?
  • دید زاغی زاغ مرده در دهان ** بر گرفته تیز می‌آمد چنان
  • Bir de gördü ki bir karga, ölü bir kargayı ağzına almış, hemen geldi...
  • از هوا زیر آمد و شد او به فن ** از پی تعلیم او را گورکن 1305
  • Havadan indi Kaabil’e öğretmek için mezar kazıcılığına başladı.
  • پس به چنگال از زمین انگیخت گرد ** زود زاغ مرده را در گور کرد
  • Tırnaklarıyla yerden bir toz kopardı, yeri kazıp hemen hemen ölü kargayı o mezara koydu;
  • دفن کردش پس بپوشیدش به خاک ** زاغ از الهام حق بد علم‌ناک
  • Gömüp üstünü toprakla örttü... bu suretle karga, Allah ilhamı ile bilgi sahibi oldu.