English    Türkçe    فارسی   

4
3074-3083

  • کیمیاسازان گردون را ببین ** بشنو از میناگران هر دم طنین
  • Âlemdeki kimyagerlere bak... her an sırça üzerine resim yapanların seslerini duy!
  • نقش‌بندانند در جو فلک ** کارسازانند بهر لی و لک 3075
  • Onlar gök boşluğuna suretler düzerler... benim için senin için işler yaparlar!
  • گر نبینی خلق مشکین جیب را ** بنگر ای شب‌کور این آسیب را
  • Ey tavuk karasına uğramış adam! Yeni yakası misler kokan erleri görmüyorsan şu sana dokunan şeyleri gör bari!
  • هر دم آسیبست بر ادراک تو ** نبت نو نو رسته بین از خاک تو
  • Toprağından her an yeniden yeniye otlar biter; onları gör... her an anlayışına yeni bir şey dokunur; onlara bak!
  • زین بد ابراهیم ادهم دیده خواب ** بسط هندستان دل را بی‌حجاب
  • İbrahim Ethem de rüyada hicapsız olarak bütün gönül Hindistan’ını gördü de,
  • لاجرم زنجیرها را بر درید ** مملکت بر هم زد و شد ناپدید
  • Zincirlerini kırdı; memleketi birbirine geçirdi, gözlerden kayboldu!
  • آن نشان دید هندستان بود ** که جهد از خواب و دیوانه شود 3080
  • Şu iş Hindistan’ı görmenin nişanesidir... insan, uykusundan sıçrayıp uyanır, deli divane olur.
  • می‌فشاند خاک بر تدبیرها ** می‌دراند حلقه‌ی زنجیرها
  • Bütün tedbirlerin başına toprak saçar... zincirlerin halkalarını kırar geçer!
  • آنچنان که گفت پیغامبر ز نور ** که نشانش آن بود اندر صدور
  • Peygamberin nuru anlatılırken gönüllerdeki nişanesini söylediği gibi hani...
  • که تجافی آرد از دار الغرور ** هم انابت آرد از دار السرور
  • Dedi ki: Nur, kalbe girdi mi nişanesi şudur: İnsan bu yalan yurttan uzaklaşır, neşeler yurdu olan ahiretten de geçer!